"Dünya sizin sandığınız kadar sınırlı değil ve o kadar masum. Gözünle gördüklerin yanılsama, kulağınla duyduklarına kanma. Gördüğünün de duyduğunun da ötesine ulaş o zaman varlığın anlam kazanacak."
Biz insanlarız, kendimizi her şeyden üstün sananlar. Yaşam zincirinin en tepedeki halkasıyız. Topraktan geldiğimize inanır ama varlığımızda yıldızların parçalarını taşırız. Biz insanlarız ama yalnız değiliz. Üstün değiliz, güçlü olan değiliz.
Biz dünyada yaşayan insanlarız, canlıların en üst zincir halkasındayız. Avcılar ve yırtıcılarız. Hükümdarlarız. Krallar, kraliçeler, hüküm verenler, can alanlar ve üstün olanlarız. Doğa dengesini yitirene kadar bildiklerimiz ve alışkanlıklarımız bunlardı. İnsanlık. İnsanoğlunun kaderi yaşam döngüsünü devam ettirmekti. Ama başımızın üzerinde bilinmez bir gökyüzü kubbesinin altında yaşarken ihtimalleri hiç değerlendirmedik. Hor kullandık, kıymet bilmedik, hayvanları katlettik, ağaçları kestik, buzları erittik. Sadece yapabildiğimiz için.
Dediler ki, insana irade verildi ama günah işlemenin cazibesine kapıldı.
Dediler ki, doğaya yaradılış bahşedildi ama yıkım ilk onları buldu.
Dediler ki, hayvanlar en safıydı ama hayatta kalmak için birbirini avladı.
Dorian, Celaena'nın tuhaf, güzel gözlerine kapılmamaya gayret ederek "Böyle piyano çalan bir insan bir suçludan ibaret olamaz," dedi. Ardından ona "Anlaşılan bir ruhun var," diye takıldı
Ben Adarlan Suikastçısı Celaena Sardothien'ım. Bu adamlar kim olduğumu bilseler gülmeyi keserlerdi. Ben Celaena Sardothien'ım. Ben kazanacağım Korkmayacağım.
Annem bir keresinde siyah saçlarımı uzun, kırmızı tırnaklarını saçlarımın arasında gezdirerek okşarken, "Bir erkek, bir kadını kendisinde bulunmayan, yetimi olduğu yanlarını o kadında bulduğundan sever," demişti.