Kışkırtıcılar, zorbalar, herhangi bir şekilde başkalarına haksızlık edenler, sadece yaptıkları kötülükten dolayı değil, aynı zamanda zarar görenleri doğru yoldan çıkarttıkları için de suçludurlar.
Bir kitap okuduğumda onu sadece gözlerimle okur gibi görünsem de ara sıra benim için anlamı olan bir paragrafa, belki sadece bir ifadeye denk geldiğimde o benim bir parçam oluyor; kitaptan benim için faydalı olabilecek her şeyi alıyorum, onu on kez daha okusam da daha fazlasını alamam. Bana göre insan açmamış bir gonca gibidir ve okuduklarının ya da yaptıklarının çoğu onda bir etki yaratmaz; ama insan için özel bir önemi olan belli şeyler vardır ve bunlar bir yaprağın açılmasını sağlar; yapraklar da teker teker açılır ve sonunda çiçek olur.
Biliyor musun, hayatta iki iyi şey vardır: Düşünce özgürlüğü ile hareket özgürlüğü. Fransa'da hareket özgürlüğüne kavuşursun: Ne istersen yaparsın, kimse de rahatsız etmez ama herkes gibi düşünmek zorundasındır. Almanya'da ise herkesin yaptığını yapman gerekir, ama nasıl istersen öyle düşünürsün. Bunların ikisi de iyi şeylerdir. Şahsen düşünce özgürlüğünü tercih ederim. Ama İngiltere'de bunlardan hiçbirini elde edemezsin: Geleneklere mahkumsundur. istediğin gibi düşünemezsin, istediğin gibi hareket edemezsin. Çünkü demokratik bir ülkedir. Amerika'nın daha bile kötü olduğunu sanıyorum.
Ortamdan ve insanlardan uzaklaşmaya ihtiyacım var. Çevrem tanıdık kalabalıklarla dolu olduğunda kendi yalnızlığımı daha az hissederim ama bu sefer o kalabalık daha çok yalnız hissettiriyor.