Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

RT

RT
@rebabi
“İnsan her şeyi anlatamaz.Zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.”
Şöyle bir bakıyor, kendini şöyle bir tartıyor. Hayır, hayır! Hiçbir işe layık değil. Hakkı var insanların… O, dünyaya hayretle bakmaya doğmuştur. Başını alıp yollarda dolaşmaya, insanlar neler yapıyor diye görmeye, görmemeye gelmiştir.
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Ertesi günü yüz elliyi götürüp patırona geri verdim. Sonracığıma pişman oldum. Bir hesap ettim. Haşim senede en az üç yüz bin lira kazanıyordu. Üç yüz lirayı Şopar Hüseyin’e çok görmüştüm. Ömrümde tek bir yalan söyleseydim, işte durmadan kaşını gözünü övdüğü şu Mürüvvet’i almış olurdu, dedi.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bu garip, korkunç sokakları, bu büyük taş ardiyeli, Bizans’tan kalma garip dehlizli bakkal dükkânlarını; o kocaman bıyıklı, yağlı vücutlu, yalnız evini, oğlunu, zevkini, kızının çeyizini düşünen adamı ıslaha imkân yoktu. Onlar fasulye çuvallarını gözümüzün önünde durmadan başkalarının ceviz çuvallarıyla değiştirecekler, bir gün ortadan sır olacaklardır. Ben haftada iki lira ile gazetelerde yazı yazmaya devam ettikçe onlar bunu yapacaktır.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün mesele bir yere mal yığmaktı. Bütün mesele ötekini kafese koymaktı. Zamanlar normaldi ama bu normal zamanda da onlar, anormal zamanlar için pişiyorlar, sanki bugünü bekliyorlardı.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ne bir kadın yüzüme bakar, ne bir portakalın beş kuruştan yirmi beş kuruşa fırlaması beni ilgilendirirdi. Beş kuruşa yerdım. Yirmi beşse portakala da veda!
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan? Yan yana uçan kuş çiftleri gibi, dalları iç içe geçmiş ağaçlar gibi birbirine sonsuza dek aşk sözü vermiş olan erkek ve kadınlar bile günü geldiğinde birbirinden bu şekilde ayrılıyordu.
Sayfa 53 - İthaki Yayınları
Yolculuğa çıkışım
Yaşam denilen şey bir rüya, bir hayal kadar kısa bir şeydir.
Sayfa 17 - İthaki Yayınları
Bir Yolculuktur Yaşam
Bir kayığın üzerinde ömrünü tüketen kayıkçının da, atın üzerinde yaşlanan seyisin de her günü bir yolculuktur.
Sayfa 15 - İthaki Yayınları
uzun sözün kısası, sonuç olarak, erdem, cesaret, yetenek, zekâ, hayal gücü gibi bütün nitelik ya da özellikler yalnızca bir oksijen sorununa bağlı olabilir miydi?
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
… Ama cesaret, haklılık, yabancı düşmanlığı, intikam isteği en mükemmel silahların yerine geçebilmeli ve modern mitralyözlerin, kamadan doldurulan topların yerini alabilmeliydi - en azından böyle olacağı umulmaktaydı.
Sayfa 83 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
“Ah! Doğa, doğa, Niklausse! İnsan eli asla onunla yarışamaz!”
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bağrışmaları sokaklarda yankılanıyordu; ama yoldan geçenlerin sesleri de aynı seviyede olduğundan, onların bu öfkeli hali doğal karşılanıyor ve pek dikkat çekmiyordu. Bu şartlarda, sakin bir insan, anormal bir yaratık gibi görülebilirdi.
Sayfa 73 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- Nasıl! dedi Doktor Ox, haklı değil miymişim? Bütün bir milletin yalnızca fiziksel gelişiminin değil, aynı zamanda ahlak anlayışının, ağırbaşlılığının, yeteneklerinin, siyasi düşüncelerinin neye bağlı olduğunu görüyor musunuz? Bu, molekül sorunundan başka bir şey değil…
Sayfa 69 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bu sırada, tehlikeli durum karşısında sağduyusunu koruyabilmiş tek insan olan saygıdeğer eczacı Josse Leinfrinck, top, tüfek ve generalleri olmadığını hatırlatmaya çalıştı. Bu generallerin , bu topların, bu tüfeklerin yerinin birkaç esaslı yumrukla doldurulabileceği; haklılığın ve vatan aşkının yeterli olduğu; bunlara sahip olan bir halkın sırtının asla yere gelmeyeceği cevabını aldı.
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sarhoş insanları rastlanıyordu ve bunların çoğunluğunu da kentin ileri gelenleri oluşturuyordu.
Sayfa 60 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
2.227 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.