Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ebruliebru

ebruliebru
@rebu
Memur
Lisans
Burdur
Antalya
31 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Dostça ilgi, bir sevme biçimidir, ama sımsıkı kavrayıcı, sahip olucu değildir ve aynı düzeyde karşılık beklemez. Karşılık beklemek, çoğu zaman mutsuzluğa yol açar. İnsanları incelemeyi sevmek, onların özelliklerinden hoşlanmak üzerlerinde egemenlik kurmaya ve hayranlıklarını kazanmaya çalışmadan hoşlanmalarına yol açacak biçimde gösterilen ilgidir ki, kişiyi mutlu eder.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Yabancılaşmanın, anlık ya da kısa süreli olarak yaşandığı da olur. Bazen insan kendisini, topluluk içinde birlikte olduğu kişilerden köpük ve ortama yabancı hissedebilir. Çoğu zaman ardından gelen "Benim burada ne işim var?" benzeri sorularla kopukluk, düşünce düzeyinde adlandırılarak sona erdirilir.
İnsanlar, birbirlerine kendi senaryoları doğrultusunda roller verip, karşılarındakilerden bu rolleri gerçekleştirmesini bekler oldular. Sonuç, düş kırıklıkları, kızgınlıklar ve kendimizden kaynaklandığını bir türlü kavrayamadığımız yalnızlık.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Az. Sen de fark ettin mi; Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüz binlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında." Hakan Günday
Sayfa 159Kitabı okudu
lyiyi seçebilme kudretine haiz olabilmenin kötüyü en derinine kadar bilmek gibi bir bedeli olabilir mi peki? İyi görünen çoğu şeyin sığ; kötü görünen çoğu şeyinse derin olduğu bir yer var idrakin yüksek tepelerinde. Orası yolun neresine çıkıyor bilinmez ama yol bir çembere benziyor sanki. İyi, içinde kötülük kudreti ve kötülük bilincini taşır. Gerçekten iyi olan, kötülüğü yapabilecek kudretteyken bunu tercih etmeyendir. İyi olan, masum olandan daha muteberdir bu yüzden.Bir kötülüğü yapmaya güç yetirip yapmaya tenezzül etmemek iyi midir? Kötülüğün kibirle engellenişi iyi olmaya yetmez. Hakiki bir iyilik için kötülük, iyilikle bastırılmalıdır.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
"Susmak tahammülü" diye bir şey vardır. Vakti gelince öyle konuşmaklar vardır ki; beklemeyi de susmayı da tahammülsüz kılan uzunca bir susmak sabrından filiz vermek zorundadır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Sanal dünya; olunan değil olmak istenilen kişinin ve bir konsept gibi tasarlanan kişiliklerin imkanını veriyor kullanıcısına çünkü. Bu imkân, hepimizi bekleyen bir yanılsamanın da tehlikesini barındırıyor. Olmadığı bir kişi gibi görünmeyi seçmek, insanın kendine yapabileceği en büyük kötülük değil midir?
Bazen kendimiz sandığımızı kaybetmeden gelemeyiz kendimize. Kaybettikçe sahip oluruz kendiliğimize. Oluruz kendimizi. Olmayandan, olamayandan, olmayacak olandan bahsetmek; oldum demek için değil, olanın ahkâmını kesmek için değil, olması gerekene hükmetmek için değil.Olmak çabası sadece.
İnsan kendini özleyebilir mi? "Özlem; özleneni, özlenmesi gerekmezken de özlemektir" der Oruç Aruoba. "Özlenmesi gerekmeden özlenen"o şey özün kendisi olabilir mi? Özlemeye de öz'den başlanmaz mı en önce? İnsanın kendini özleyebilmesi için o kendiliğe bir vakitler olsun varmış olması gerekir. Peki ya kendi olamamış bir insan? O insan neyi özler? Hasreti hep başkaya, başkalarına olan kendini özleyebilir mi peki?
Hakikatten yana en nasipsiz insan kendini kandırabilen insan değil midir? Kendini kandırabilen insanı, hakikat bile kurtaramazdı. Kendinin yalancısı olmak, herkesi kandırabilmekten daha fena bu yüzden. İnsanın gerçeğe, kendine, kendi gerçeğine yapabileceği en büyük kötülük. Kendini kandırabilen ne özeleştiri yapabilir ne de kendi yalanını bulmaya güç getirebilir çünkü.
Reklam
Bu çağ; kadını vitrine koyan, sosyal medyayı sanal bir aynaya çeviren, onları tek tip bir güzellik algısına hapseden ve güzelliği dahi başka olamayan, birbirine benzeyen ve ikame edilebilir kadınlara dönüştüren, estetik müdahalelerle dahi güzel bulunamamışsa yok ve çirkin sayan bir kadın prototipine hapsediyor. Vitrinlerdeki kadınlara benzediğiniz kadar güzelsiniz diye bağırıyor yüzlerine yüzlerine. En vasat yüz dahi çeşitli estetik ve cerrahi müdahalelerle güzelimsi görülebiliyor. Sonunda öyle bir hal alıyor.
Seyirci koltukları boş, sahnedeyse korkunç bir izdiham. Okumayı değil yazmayı, seyretmeyi değil göstermeyi, dinlemeyi değil konuşmayı, anlatmayı değil tartışmayı, sorgulamayı değil suçlamayı, anlamayı değil had bildirmeyi seviyoruz. Bu berbat gürültü bu yüzden.
Hiçbir şey kalıcı değildir, her şey geçicidir, geçip gideni geri getirmesiniz. Her şeyin geçip gideceği gerçeğini değiştirmezsiniz.
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.