En Üstün Bilgi
İlimlerin en üstünü marifetullahtır. Marifetullah, âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’nın zâtını, sıfatlarını, tecellilerini beşer ölçüsünde tanımaktır. Bu ilme irfan, sahibine de arif denir. İrfan, Allah Teâlâ’nın sevdiği kullarına bir lütfudur. Onu temiz kalblere ve güzel fıtratlara hediye eder. Herkesin bu ilimdeki nasibi farklıdır. Kulun kalbindeki imanı ve Allah sevgisi marifetullahtan nasibi kadardır. Kul, Yüce Rabbini ne kadar çok tanırsa o nisbette sever ve o derece imanı kuvvetli olur. Resulullah Efendimiz (s.a.v.): “İçinizde Allah’ı en iyi tanıyanınız benim ve O’ndan en çok korkanınız da benim.” Hadisiyle, takvanın ve edebin Allah Teâlâ’yı tanımaktan kaynaklandığını bildirmiştir. Elbette Âlemlerin Rabbini tanıyan sever, seven itaat eder, takva dairesine girer. Takva, Allah’tan korkmak, sakınmak diye tarif edilir. Ancak bu korku, sevgiliyi üzme korkusudur. Allah Teâlâ’dan en çok korkanlar, O’nu en fazla seven ve O’nun tarafından sevilen kimselerdir. ***
Resulullah(s.a.v) efendimiz şöyle buyurmuştur: "Harama bakmayan gözler, cehennem ateşi görmez." [ isfehâni ]
Reklam
Selâmün Aleyküm...
-Size birbirinizi sevecek bir kelime öğreteyim mi diye sahabeye sorar. Sahabe; -Evet, ya Resulullah, der. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) Efendimiz; -Tanıdığınıza, tanımadığınıza selam verin, buyurur.
Tam da bizim seçim dönemi
Resulullah sav efendimiz: "İnsanların sözlerini yerine getirmedikleri zamanda, emanetleri hafife aldıklarında bu arada parmaklarını birleştirerek bize örneğini de verip konuyu anlattı. Dedim ki: - Ey Allah'ın Resulü! Canım uğruna feda olsun! Böyle bir durumda ne yapmalıyım? dedim. Resulüllah (s.a.v.) : - Evine kapan. Dilini tut. Bildiklerinle amel et. Bilmediğin şeyleri, tanımadığın kimseleri de terk et. Senden, sadece has olan kimselerin emrine sarılmanı isterim. Genelin işine karışma, onları bırak!" buyurdu.
Sayfa 92
Allah’tan Korkanlar
Mümin, Rabbinin büyüklüğünü ve azabının çetinliğini bilerek O’ndan korkar. Allah’tan en çok korkan da, O’nu en çok bilendir. Bu sebeple Resul-i Ekrem (s.a.v.), “Ben, içinizde Allah’tan en çok korkanınızım” (Buharî) buyuruyor. Fatır Suresi’nin 28’inci ayetinde şöyle buyuruluyor: “Kulları içinde Allah’tan ancak âlimler korkar.” İlâhî bilgi arttıkça kalbe düşen korku da çoğalır. Fakat ümitle dengelenen Allah korkusu insanı bunalımlara değil, isyandan uzak durmaya, geçmişi telafi için taat ve ibadete, geleceğe hazırlanmaya sevk eder. Bunun için büyükler şöyle demişlerdir: “Herkes korktuğunda kaçar, yalnız Allah’tan korkan O’na yaklaşır.” Günah ve Tövbe Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyuruyor: “Kul bir günah işleyip, hemen ardından tövbe ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine: ‘Kuluma bakın! Bir günah işledi de, suçunun cezasını veren ve mağfiret eden bir Rabbi olduğunu bildi ve tövbe etti. Şahit olun, ben de onu bağışladım’ buyurur.” (Buharî, Müslim)
Dünya Meşguliyeti
Resulullah (s.a.v.) bir gün bir koyun leşine rastlar ve der ki; "Şu koyun leşinin sahibi için değeri nedir?" Yanındakiler; "Değeri yok ki onu atmış ya Resulallah." derler. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur; "Nefsimi kudretinde tutan Allah'a yemin ederim ki; Şu koyun leşi sahibi için nasıl değersizse, Dünya da Allah için öyle, hatta daha fazla değersizdir. Eğer Allah katında şu dünyanın sivri sinek kanadı kadar bile bir değeri olsaydı, Ondan hiçbir kafire bir içimlik su vermezdi."
Reklam
744 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.