Yorulduğunda durmayıp kendini hırpalamaya devam eden bir yapım vardı. Başkası için kendinden vazgeçmişliği kutsardım üstüne üstlük. Yaralana yıkıla, kaybede kaybede, üzüle ağlaya öğrendiğim çok önemli bir şey oldu. Bir kelime...içini sayfalarca doldurabileceğim bir kelime...
.
—Sürdürülebilirlilik—sürdürülebilir iyilik, sürdürülebilir fedakarlık, sürdürülebilir bir yaşam.. İyileri yoran nobran bir çağa denk geldik. Hayat boyu iyi kalabilmek, iyilik yapmaktan daha zor. Gücünden fazlasını yapmaya çalışmak kendine acı vermenin ötesine geçmiyor. Sınırlarının ötesinde empati bir zaman sonra şefkat yorgunu ediyor. İçten harcadığın enerji kimseye hayat vermiyor. Çünkü bir zaman sonra seni bitiriyor. Sürekli yaptığın iyilikler sıradan bir iş haline geliyor, yapmadığın belki gücünün yetmediği, zamanının yetişmediği için yapamadığın iyilikler için kötü ilan ediliyorsun. Yapmak zorunda tavırları ruhuna yumruk atıyor, sen onu kalp çarpıntısı biliyorsun.
.
O yüzden kendime şunu diyorum. Hayatın akışında sürüklenmeden durmayı bil, kendini dinle, ruhunu dinlendir, ara ara ben ne yapıyorum de, zihnine kulak ver. Sağlıksız fedakarlıklar, kendini hırpalamalar, fazlaca verici olmaların ayarını sürdürülebilir seviyeye getir.
İyi ol, iyi kal, iyi öl.🍒