Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rünen

Rünen
@runen
Kalbime yatıp dinlensin diye bir mezar kazıyorum
30 Ekim
40 okur puanı
Kasım 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Seni kirpiklerimle öldürürüm diyen yâr Aman sakın caymasın öldürürse öldürsün
Reklam
Ponge’nin dediği gibi,insan insanın geleceğidir.Aydının bilinçlenmesi,burjuva hümanizminin karşısında,ona hem kendi tekilliğini,hem de insanın bu tekillikten yola çıkarak,kendini her günkü pratik girişiminin çok uzaklardaki hedefi gibi ortaya koyduğunu gösterir.
Parçalanmış toplumların ürünü olan aydın,bu toplumların varlığının kanıtıdır,çünkü onların parçalanmışlığını içselleştirmiştir.O halde,aydın tarihin bir ürünüdür.Bu bakımdan,hiçbir toplum kendini suçlamadan aydınlarından şikayet edemez,çünkü ne ektiyse onu biçmiştir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü biz,her türlü harcamanın şu ya da bu yanıyla hırsızlık gibi göründüğü bir yoksunluklar dünyasında yaşıyoruz.
Salt kendilerine yöneltilen suçlamalara bakılacak olsa,aydınların çok büyük suçlular olmaları gerekir.
Reklam
Rünen
Bir kitabı okumaya başladı
Aydınlar Üzerine
Aydınlar ÜzerineJean-Paul Sartre
7.8/10 · 565 okunma
Ne mantığı ne de ölçüsü olan şeyi,akıl ile yönlendiremezsin.
Evet,aşk çoğu zaman,cinsel ilişki bir yana bırakılacak olursa,sevenin kin duyabileceği,küçümseyebileceği,hatta tiksinebileceği kişilere sararak,sadece dış ilkelere değil,sevenin kendi bireyselliğiyle de çelişkiye düşer.Ne var ki türün iradesi ile karşılaştırıldığında o kadar kudretlidir ki,seven kişi,kendisine ters gelen bütün özelliklere gözünü kapayabilir;her şeyi görmezlikten gelir;her şeyi bilmezlikten gelir ve kendisini tutkusunun nesnesine sonsuza kadar bağlar.
70 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer
6.9/10 · 13,2bin okunma
Anlayacağınız,tutkuyla seven biri,bütün çabalarına ve yalvarıp yakarmalarına rağmen,hiçbir koşulda karşılık bulamazsa bu durum ortaya çıkar: Onu seviyor ve ondan nefret ediyorum.
Reklam
Bir kadın ve bir erkek birbirlerine karşı şiddetli bir tutku duyuyorlarsa,onları ayıran engeller,ister bir koca ister anne babalar vb.olsun,bana hep yasalar ve insan uzlaşımları bu konuda ne derlerse desinler,bu iki sevgili doğaya ve tanrısal hukuka göre birbirlerine aitlermiş gibi gelir.
Bir kimsenin sevebilmesi için uzun zaman geçmesi ya da bu kimsenin uzun uzadıya düşünüp taşınıp bir seçim yapması gerekmeyip o ilk ve tek bakışta belli ölçüde bir elverişliliğin ve uyumun karşılıklı olarak mevcut olması ya da günlük hayatta “kanın ısınması”dediğimiz ve yıldızların belli bir etkisine bağlı olan şeyin gerçekleşmesi yeter.
Bu nedenle gurur,onur,görev ve sadakat başka her türlü tehdide,hatta ölüme bile meydan okuduktan sonra,bir tek cinsel sevginin karşısında alanı terk ederler.Gene özel hayatta,vicdansızlığın,başka hiçbir konuda,cinsel sevginin söz konusu olduğu yerdeki kadar büyük olmadığını görüyoruz:Vicdanın sesine bu durumda kimileyin en dürüst ve adil,haksever kimseler bile kulak tıkarlar;tutkulu aşk,yani türün çıkarları vicdana hakim olunca hiçbir şeye aldırış edilmeden zina bile yapılır.
Çünkü bu sonsuz değer verme,bu sınırsız beğeniş,sevilenin herhangi zihinsel,entelektüel,hele hele nesnel,reel avantajlarına dayanmış olamaz;çünkü karşıdaki kişi,Petrarka’da olduğu gibi,çoğunlukla,seven tarafından yeterince tanınmamakta;her şeyiyle bilinmemektedir.Sadece türün ruhu tek bir bakışla onun kendisi bakımından,amaç ve hedefleri bakımından hangi değeri taşıdığını görebilir.Büyük tutkular da zaten kuralda ilk bakışta doğarlar: Kim ilk bakışta sevmeden aşık olmuştur ki?
Gelgelelim bireyselleşme ve onunla birlikte aşkın yoğunluğu öylesine yüksek bir düzleme tırmanabilir ki,doygunluğun gerçekleşmemesi durumunda dünyanın bütün nimetleri,zenginlikleri hatta hayatın kendisi değerlerini yetirebilirler.Bu durumda aşk,büyüye büyüye başka hiçbir şeyde görülmemiş bir şiddete dönüşür;bu nedenle de bireyi her türlü fedakarlığa,kurban verme durumuna hazır hale getirir ve gerçekleşmenin sonsuza kadar imkansızlaştığı durumda,delirmeye hatta,intihara kadar götürebilir.
Gerçekten de,eğilimin,tek bir nesneye ve sadece bu nesneye yönelik oluşuyla,yani aynı zamanda türün özel görevlendirmesiyle ortaya çıkışıyla,soylu ve yüce bir renge bürünen önemli bir tutku ortaya çıkar.(Türün görevlendirmediği),salt belli bir bireye yönelik olmayan cinsel dürtü bireyselleşmeden herkese yönelmiş olduğundan ve türü,onun niteliklerini çok az dikkate alarak,sadece niceliksel yönüyle koruyup sürdürmeye çabaladığından,kaba,adi ve bayağıdır.
369 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.