Hayat dalgalı bir deniz.
Tutunmaya çalışıyoruz.
Dalgalar arasında küçük bir tekneyiz.
Gel gitler içindeyiz.
Sahile yakın duran güven içinde.
Her yer deniz.
En başta içimiz.
Kılavuzsuz, kaptansız ve pusulasız yol almak zor bu denizlerde.
Gittin mi gittin…
Rüzgâra, akıntıya kapılmak da var.
İçinin denizlerinden ne haber?
Dalgaları say say
Bizde Birileriyiz!..
Tenimdeki her gözeneklerdeki terimle, damarlarımdaki her damla kanla.
Aldığım her nefeste.
Dudaklarıma dokunan her gülümsemeyle.
Dilimin telaffuz ettiği gönülden her tondaki duada.
Seni her şekilde ve her şeyde sevmeyi seviyorum çocuk bayramı gibi yüreğim.
Sen kalbime kazınmış tek ölümsüz aşk şiirisin.
Her harf nefesimle
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Mehmet Emin Yurdakul
Ey Türk vur, vatanın bakirlerine,
Günahkar gömleği biçenleri vur;
Kemikten taslarla şarap yerine
Şehitler kanını içenleri vur!
Vur, güzel aşıklar cenazesinden
Kırmızı meşaller yakanları vur;
Adanma. Aldanma ve aldatma kendini. Önünde koca bir ömür yok. Mazi, hafızanın orta yerinde çürük bir diş gibi nasıl zonkluyorsa, umduğun gelecek de belki hiç gelmeyecek.
Hayat zor. Hayat müşkül ve zahmetli.
Her köşe bir tuzak.