Savaş mekanizmasını kumanda eden askerî ve sivil kurumlar uyumamış, bizim ütopik hayallerle başımız dönerken onlar halkın büyük çoğunluğunu etki altına almak için barış döneminden mümkün olan en etkin biçimde yararlanmışlardı. Bu durum önceden hazırlanmış ve ateşe hazır hale getirilmişti. Şu anda bile, deneyimli propaganda mekanizmamız sayesinde halk arasında devlete itaat duygusu olağanüstü boyutlara ulaşmıştı ve oturma odalarımızdaki radyolardan seferberlik ilan edildiğinde en küçük bir direniş olmayacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydık. Bugün insanlar, kendi iradesi olmayan toz zerrecikleri gibiydiler.
Başkalarından dinlenenler ve kitaplardan okunanların hepsi gelip geçiyor, geriye yalnızca kendi yaşadıklarınızın yüreğinizde uyandırdığı duygular kalıyor.
Bir yazarın hayal gücünün her zaman canlı olduğu, sürekli olarak bitmez tükenmez olaylar ve hikâyeler yarattığı çok sık rastlanan bir düşüncedir ama bundan daha yanlış bir düşünce olamaz. Aslında yazar, hikayelerini kurgulamak zorunda değildir. Sadece kişilerin ve olayların ona kendiliğinden ulaşmasına izin vermesi yeterlidir. Eğer yüksek bir gözlemleme ve dinleme yeteneği varsa olaylar ve kişiler, onları yansıtacak biri olarak onu daima arayıp bulacaklardır.
İnsan bazen hayat tarafından kandırılmaktan utanmamalıdır; o çok keskin, inceleyici, mal'occhio bakışın henüz gözbebeğinize yerleşmemiş olması ve insanlara ve şeylere önceleri güvenerek bakıyor olmanız daha ziyade bir lütuftur.