Kadınlar ülkesi feminist ütapya olarak geçiyor ancak bence bir ütopya değil. Yazar o dönemin şartlarından etkilenerek ( ne kadar kötü ki aradan bir yüzyıl geçmesine rağmen hala aynı şartların değişmemesi üzücü) bu kitabı yazmış. Ancak şunu unutmayın bi kitapta erkek düşmanlığı yok!
Yazarın asıl amacı erkeklerin kadınları yozlaştırdığını kadın toplumunu gerilettiğini anlatmak. Erkeklerin kadınları "dişi" olmaya yöneltirken asıl görevleri olan anneliği düzgün yaptırmadıklarından yakınıyor yazar kitapta. Şu an bir anne çocuğunun temel ihtiyaçlarının -yani emzirilme, beslenilme giydirilme vb. gibi- yanında bir çok manevi ihtiyacı -doğayı anlama, sevme, çocuğun yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olma vb.- sağlayacak donanımda. Ancak o zaman anneler bu tür manevi ihtiyaçları karşılayacak eğitime ve donanıma sahip değillerdi. Tabi ki bu donanıma sahip olmaları gerekip gerekmediğini erkekler karar veriyordu. Yazarın amacı buna eleştiri getirmek. Asla erkekler ölsün onlar olmadan daha gelişmiş bir toplum oluyoruz demek değildir.
Kitaptaki bazı görüşlere katılmasam da ( özellikle bahsedilen ülkenin bir ütopya olduğuna) bu görüşler mantıklı ve tartışılmaya açık.
Yazarın savunduğu en büyük konu ise kadınların, kızların düzgün bir eğitim almadı sonra da düzgün eğitim alan kadınların düzgün çocuklar yetiştirmesi.
Kitabı okuduktan sonra yaptığı inkilaplarla kadınlara eğitim hakkı veren Mustafa Kemal Atatürk'e bir kez daha teşekkür ettim.
Ben kitabı beğendim, okunmasını tavsiye ederim. Kitabı okurken önyargılarınızı bir kenara koymanızı tavsiye ederim:)