"Satrançta kazanmak istiyorsan, bir şeyi anlaman lazım," dedi,Nora'nın tek derdi buymuş gibi. "Anlaman gerekense şu: Oyun bitene kadar hiçbir şey bitmiş değildir. Elinde tek bir piyon kalmış olsabitmez. Bir tarafta tek bir piyon ve şah varken, karşı tarafın bütüntaşları duruyor olsa da, oyun devam eder. Sen bir piyon olsan da -kibelki hepimiz öyleyiz- piyonun en sihirli taş olduğunu asla unutmamalısın. Ufacık ve sıradan bir şey gibi görünebilir ama öyle de-ğildir. Çünkü hiçbir piyon piyondan ibaret değildir. Bütün piyonlarkozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir. Senin tek yapman gereken,ilerlemeye devam etmenin bir yolunu bulmaktır. Her seferinde tekbir kare. Bu şekilde karşıya geçip bütün güçlere sahip olabilirsin.”
Satrançta, bir tarafta tek bir piyon ve şah varken, karşı tarafın bütün taşları duruyor olsa da, oyun devam eder. Sen bir piyon olsan da -ki belki hepimiz öyleyiz- piyonun en sihirli taş olduğunu asla unutmamalısın. Ufacık ve sıradan bir şey gibi görünebilir ama öyle değildir. Çünkü hiçbir piyon piyondan ibaret değildir. Bütün piyonlar kozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir. Senin tek yapman gereken, ilerlemeye devam etmenin bir yolunu bulmaktır. Her seferinde tek bir kare. Bu şekilde karşıya geçip bütün güçlere sahip olabilirsin.
Bu kitap seri içerisindeki en iyi kitap değildi,fakat hikaye biteceği için kesinlikle bir çırpıda (2 gün) bitirdim. Serinin ilk kitabı olan Piyon'u okurken tahmin ettiğim son gerçekleşti,ne eksik ne fazla. Tabi bir okur olarak bu beni üzdü. Neyse
Bu kitapta yine Kitty'nin tutarsız hareketleri vardı. Kitabın sonunda doğru,-şimdi yazacağım şey spoiler olacak-, gerçek ve en başından çocukluğundan beri sevdiği aşkından çok basitçe ve sahte şekilde vazgeçip 1 yıldır tanıdığı birine teslim olması çok saçma ve yersizdi. Öte yandan diğer kitaplarında olduğu gibi yine ölen kişiler başka şekilde hayata döndüler,artık buna sasirmiyordum zaten bekliyordum hatta.
Seri olacak bakacak olursam okuduğuma memnunum,ama beklentimi kesinlikle karşılamadı,hatta yanından bile geçmez.
ŞahAimee Carter · Ephesus Yayınları · 20172,362 okunma
"Satranç her şeyden önce bir mücadeledir"
Emanuel LASKER
KALE
Bir taşra rahibinin on iki yaşında babasının ölümüyle çaresiz kalan Mirko Czentovic’i yanına alması ile başlıyor hikayemiz. Stefan Zweig bütün romanlarında olduğu gibi Satranç’ta da ustaca bir biyografik anlatım gerçekleştirerek, Mirko’yu odanın duvarında oynayan bir
"Satrançta kazanmak istiyorsan, bir şeyi anlaman lazım. Anlaman gerekense şu: Oyun bitene kadar hiçbir şey bitmiş değildir. Elinde tek bir piyon kalmış olsa bitmez. Bir tarafta tek bir piyon ve şah varken, karşı tarafın bütün taşları duruyor olsa da, oyun devam eder. Sen bir piyon olsan da -ki belki hepimiz öyleyiz- piyonun en sihirli taş olduğunu asla unutmamalısın. Ufacık ve sıradan bir şey gibi görünebilir ama öyle değildir. Çünkü hiçbir piyon piyondan ibaret değildir. Bütün piyonlar kozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir. Senin tek yapman gereken, ilerlemeye devam etmenin bir yolunu bulmaktır. Her seferinde tek bir kare. Bu şekilde karşıya geçip bütün güçlere sahip olabilirsin."