"Turuncuya çalan kırmızı olduğunda buluşalım
Gün batımında görüşelim baş başa, hoşbeş
Ufukta kızıllık, batan güneş, parlayan sen
Gurup renginde kavuşalım yan yana işteş"
Yukarıdaki kısa şiiri 3 Haziran 2021'de yazdım. Kimsenin okumadığı şiirlerimi bir gün birleştirip kitaba dönüştürmek istiyorum. Kısa şiirler olduğu için yeni kitaplarımın arasına da katabilirim. Şiir yazabilir misiniz veya okur musunuz? Soruları niye sordum? Herkes şiir yazamaz, şiir de okuyamaz ama herkes şiir gibi yaşayabilir. Neden şiir gibi? Şiirin kafiyesi, redifi ve ölçüsü vardır ama bunlar zorunlu değil. Şiir, serbest de olabilir. Önemli olan ahenktir yani uyum. İnsan ilişkilerinde de uyumlu yani şiir gibi yaşamak önemli.
İnsanların her şeyi kendine yontmaya çalışması, bencil olması, sürekli kendine fayda peşinde koşması ve kendini haklı çıkarması... Olmuyor, sırıtıyor... Soğuyorum hemen. Hayatta sevdiğim insan tipleri var: İnançlılar ve sahte olmayanlar... Yapıcı olanlar ve hakkı gözetenler... Kendini yetiştirmiş ve geliştirmiş olanlar ama ukala olmayanlar... Bilgi, görgü ve tecrübe dengesini iyi kuranlar... Duygu, düşünce ve davranışı çelişmeyenler... Gönlü güzel ve kalbi temiz olanlar... Dengeli konuşan ve bakanlar... Örnekler uzar, gider. Kendimde de sevmediğim yönler var, biliyorum.
Bir şaire hâlini sormuşlar. Şair cevaplamış: "Aynı tas, aynı hamam. Hatta tas kırık, su kesik, hamam yıkık..." Bana sorarsanız gönlüm olağanüstü, zihnim olağan, hayallerim olağan dışı... Şimdi sizlere soruyorum, ey okuyucular! Hâliniz olağanüstü mü, olağan mı, olağan dışı mı?