Öykü seven biri olarak şunu söylemek isterim ki okuduğum öykü kitapları içerisinde beğeni sıralaması yapacak olursam, en son sıraya yerlestiririm bu kitabı. Gayet argo ve küfür içeren (küfür ve argonun edebiyatta asla yeri olmadığına inananlardanım) bir dil ile yazılmış, nereye varmak istediğini anlayamadığım 12 öykü. Tavsiye edemeyeceğim...
Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim
Kütüphanedeki bütün kitapları indirdiysem raflardan, salonun ortasına yayıp sayfa sayfa, satır satır bir karşılık aradıysam, bana adı “hatırlamak” olan bir el feneri vermediğin içindir. Hafıza önce dilde mi eriyor anne?
Güzel hikayeleri var ama bazı hikayeler havada bazı hikayeler yarım kalmış şekilde kitap noklanlandi. Çok fazla ilgilimi çekmedi bazı yerlerde tamamen koptum kitaptan