Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

june

Şeyh Hasan ayakları üstünde durma gücüne eriştiğinde, önce İtalyan faşist diktatörü Benito Mussolini’ye, sonra da Adolf Hitler’e hayranlığını dile getirmeye başladı. Bu nedenle, Mussolini’nin aslında gerçek adı Musa Nili olan bir Müslüman olduğu, Hitler’in de Haydar adıyla gizli Müslümanlığı seçtiği yolundaki söylentilerin , Müslüman Kardeşler örgütünden kaynaklanmış olması muhtemeldir.
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
“Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin gelişmesi için de bu yegane medeniyete iştirak etmesi lazımdır.”
Hayır, insan sade ölürken ayrılmıyor, arkada bırakılmıyordu. Belki bütün ömrünce her an birçok şeyler onu arkada bırakıyordu. Sonra olduğu yerde birdenbire kabuklaşıyor, çok ince, görünmez bir şeyle o anda etrafında olanlardan ayırıyordu. “Biz mi gidiyoruz, onlar mı?..” Sual buydu...
Sayfa 60

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gereksiz şeyleri faydalı, faydalı şeyleri zorunlu kılmak ise ticaretin doğasında vardır.
Sayfa 435Kitabı okudu
tarafsız tarih yazmak zor iş!
En mutlak monarşilerde, tarihçiler hakikate ihanet eder, zira hakikati dile getirecek özgürlüğe sahip değildirler. En özgür devletlerde ise tarihçiler, özgür oldukları için hakikate ihanet eder. Zira özgürlük daima hizipleşmeye neden olduğundan, nasıl ki bir istibdat devletinde tarihçiler despotun kölesi ise, buradaki tarihçiler de kendi hiziplerinin önyargılarının kölesi olacaktır.
Sayfa 413Kitabı okudu
Reklam
Konuşmak için para almadım, para almadığım için de susmadım.
Tanıdık geliyor:)
Atinalılar, kısa bir süre sabredemediğiniz için adınız kötüye çıkacak ve kente çamur atmak isteyenler tarafından Sokrates gibi bir bilgeyi ölüme mahkum ettiğiniz için suçlanacaksınız. Sizi suçlayanlar, öyle olmadığım halde bilge olduğumu söyleyecekler.
İnsanları öldürerek, sizi doğru yaşamamakla suçlayacak birilerinin ortaya çıkmasını engelleyeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Ölüm şu iki şıktan biridir: Ölüler ya hiç var olmaz ve hiçbir şey hissetmezler ya da söylendiği gibi ölüm bir değişimdir, ruhun buradan başka bir yere göç etmesidir.
Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir.
Reklam
keşke herkes kendi kısmetiyle yetinmeyi bilse!
Her mesleğin payına düşen belli bir kısmet vardır. Vergi toplayanların payına zenginlik düşer; bu zenginliklerin ödülü ise yine zenginliktir. Gerçek iyilik olarak sadece onur ve şanı tanıyan, gören ve hisseden asillerin payına onur ve şan düşer. Durmak bilmeden çalışan, gece gündüz imparatorluğun iyiliği için didinen bakanlar ile yüksek dereceli memurların payına ise hürmet görmek düşer.
Sayfa 286Kitabı okudu
İdarenin en olağanüstü tarafı, farklı farklı koşullarda iktidarın büyük veya küçük nasıl bir rol oynaması gerektiğini bilmekte gizlidir.
Sayfa 264Kitabı okudu
Birkaç vatandaşın eline büyük bir güç vermeden büyük cezalar verilemez... O halde çok cezalandırmaktansa çok bağışlamak, çok kişiyi sürgüne göndermektense az kişiyi sürgüne göndermek yeğdir. Aksi takdirde, cumhuriyetin intikamı alma bahanesiyle intikamcıların istibdadı tesis edilmiş olur. Amaç isyancıyı değil, isyanı ortadan kaldırmaktır.
Sayfa 256Kitabı okudu
Hiciv yazıları halkın muzip tarafını eğlendirebilir, kamu görevlilerine duyulan hasedi azaltabilir, halka acı çekme sabrı verebilir, halkın kendi acılarına gülmesini sağlayabilir.
Sayfa 252Kitabı okudu
Düşünceler Üzerine
Marsyas adında biri rüyasında Dionysios’un boğazını kestiğini görmüştü. Dionysios, aynı şeyi gündüz düşünmese gece rüyasında da görmeyeceğini söyleyerek Marsyas’ı öldürtmüştü. Bu, büyük zorbalıktı. Kanunlar sadece somut filleri cezalandırmakla yükümlüdür.
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.