Sensiz ufuklarıma yalancı bir tan düştü.
Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü.
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül.
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü.
Sığıntıların arasında saklıydı yaşam.
Dağılmış tuğlalar gibiydi duygularımız.
Gölgesiyle alakasız bir bedende sıkışmış kalmış gibiydi ruhum.
Perdesiz ev gibi herşey ortadaydı oysa.
Sen son sürat yanlışlarına koşuyordun,
Hoyratça sevdalara dalmıştın.
Bense ruhuma sinişmiş hatalarımı izliyordum.
-elif kahraman
Herkesin kendine göre aslını ortaya döken bir koku hikayesi vardır. Hatta her tenin, her evin, her şehrin, her ülkenin bir koku hikayesi vardır. Peki, ya kitapların... Onların da kokusundan söz edebilir miyiz?
bir anda unutulan şeyler yerine esen rüzgarlar bırakırmış. yaz günü bile sonbahar yaşatırmış. ama sonunda yine güneş açar, gökkuşağı çıkarmış. bütün mutluluklar unutmakla başlarmış.