Ali b. Ebû Tâlib"den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) ona şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Üç şeyi geciktirme: Vakti geldiğinde namazı (kılmayı), hazır olduğunda cenazeyi (defnetmeyi), dengini bulduğun zaman eşi olmayan kadını (evlendirmeyi).”
(T171 Tirmizî, Salât, 13; T1075 Tirmizî, Cenâiz, 73)
Sayfa 43Kitabı okuyacak
Hz. Aişe'den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim..." (IM1846 İbn Mâce, Nikah, 1)
Sayfa 31Kitabı okuyacak
Kur'an ve Sünnetten Müjdeler!!
Siyonist Yahudilerin Filistin'deki projelerinin başarısız olması ve çökmesi, sadece olması mümkün bir durum değil, aksine kesin bir hakikattir. Çünkü bu içinde hiçbir yanlışın olmadığı Kur'an-ı Kerim'de geçen Rabbani bir müjdedir.
Allah Rasulü (sav), Buhârî ve Müslim'in Ebu Hureyre' den rivayet ettiği bir hadis-i şerif' te şöyle buyurmuştur :"Müslümanlar Yahudiler ile savaşıncaya kadar kıyamet kopmayacaktır. Müslümanlar onlarla savaştıkları vakit yahudiler taşların ve ağaçların ardına saklanacaklar. Ağaç veya Taş şöyle seslenecek:" Ey Müslüman! Ey Allah'ın kulu! Benim arkamda saklanan yahudidir, gel ve onu öldür. 'Ancak o gün Yahudilerin ağacı olan garkad ağacı seslenmeyecektir. " ( Müslim)
Sayfa 175 - Asalet YayınlarıKitabı okudu
Abdullah b. Hubeyb'den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir:
Rasûlüllah (sav) bana:
"Ey Abdullah, sabah akşam üç kere ihlâs ve Muavvizeteyn(Felak ve Nas) surelerini oku. Bu sureler her şeye karşı sana yeter." buyurdu.
Ebû Hüreyre'den (ra)rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav):
Ağız tadını bozan ölümü çok hatırlayın, buyurmuştur.
Yalvarıp yakarırken, tazarru ve niyazda esmâ ile yalvarırız Rabbimize. De ki: "İster Allah diyerek, ister Rahmân diyerek yakarın; hangisiyle yakarsanız olur, çünkü bütün güzel isimler O'na mahsustur."
Eşyayı anlamak Yaratıcıya giden yoldaki vâsıtalardan biridir. İbn Arabî, eşyânın hakikatinin esmâ-i hüsnâ (te- celli)'den ibaret olduğunu söyler.
Esmâ ile müsemmâya en güzel örnek, Sevgili Peygamberimiz'in ahlâkını soran Sad b. Hişam'a, Aişe annemizin verdiği cevaptır: "Nebiyy-i Muhterem (sav)'in ahlâkı Kur'ân idi."
Sayfa 67Kitabı okudu
Esma'da Esrar
Her şeyin Hâlık'ı, yaratan ve yaşatanı Mevlâ-i Müteâldir. O'ndan geldik O'na döneceğiz. Rûhundan ruh üflemesiyle Zâtından gayri değiliz, ayrı da değiliz. O hiç bir şeye benzemez. Sevgili Peygamberimiz'in (sav) mübarek kelâmla- rıyla: "Sen Kendini senâ ettiğin gibi yücesin."¹ Kayısının çekirdeği kayısı değildir, ama kayısı çekirdekten olur. Buz su değildir, fakat buz sudan oluşur. Nefes kişinin kendi değildir, ama nefes de insandan meydana gelir. Ne muttasılız, ne de munfasıl; ne aynıyız ne de gayrı. Görünen ne varsa O'nun eseri. Baktığı eşyâda O'nu görenler, eserden müessire geçenlerdir.
"Âyinedir bu âlem her şey Hakk ile kâim. Mir'ât-ı Muhammed'den Allah görünür dâim."
Kâinâtı insan için, insanı da Zâť'ı için yaratan Rabbimiz, bir hadîs-i kudsîde şöyle buyurur: "Bilmiş olunuz ki, her cesette bir kalb vardır. Her kalpte bir gönül vardır. Her gönülde bir sır vardır. Her sırda bir gizlilik vardır. Her gizlilikte, daha büyük bir gizlilik gizlidir. İşte, Ben bu gizlilerin gizlisindeyim."
Sayfa 64Kitabı okudu
Ebû Ahmed El-Esedî şöyle demiştir:
"Ebû Abdullah Ahmed B.Hanbel'in yanına girdim. Ona "Kur'ân'ı telaffuzum yaratılmış mıdır, yaratılmamış mıdır?" diye sordum.
Dedi ki: "Sen Kur'ân'la (Rabbine) beş şekilde yönelirsin: Kalb ile bellemek, dil ile okumak, kulak ile dinlemek, göz ile görmek ve el ile yazmak. Kalb yaratılmıştır (ama bellenen şey yaratılmış değildir). Dil yaratılmıştır ama okunan şey yaratılmış değildir. Kulak yaratılmıştır ama işitilen şey yaratılmış değildir. Göz yaratılmıştır ama kendisine bakılan şey yaratılmış değildir. El yaratılmıştır ama yazılan şey yaratılmış değildir."
Bunun üzerine "Göz yapraktaki karaltıya bakmaktadır!" dedim. Dedi ki: 'Öyle deme! Bu konudaki en sahih şey Nâfi'nin İbn Ömer'den rivâyet ettiği hadistir:
Nebî (sav) buyurdu ki:
"Kur'ân ile düşman topraklarına yolculuk etmeyin!" O, burada ne mürekkebi ne de yaprağı söz konusu etmemiştir."
Sayfa 135 - Neda Yayınları
