Bir gamlı hazânın seherinde, Isrâra ne hâcet yine bülbül? Bil, kalbimizin bahçelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül. Savrulmada gül şimdi havada, Gün doğmada bir başka ziyâda. Ahmet Haşim
Bir gamlı hazânın seherinde Isrâra ne hâcet yine bülbül? Bil, kalbimizin bahçelerinde Cân verdi senin söylediğin gül! Savrulmada gül şimdi havâda, Gün doğmada bir başka ziyâda...
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Reklam
Bülbül
Bir gamlı hazânın seherinde Isrâra ne hâcet yine bülbül? Bil, kalbimizin bahçelerinde Cân verdi senin söylediğin gül! Savrulmada gül şimdi havâda, Gün doğmada bir başka ziyâda
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Bir gamlı hazânın seherinde, Isrâra ne hâcet yine bülbül?   Bil, kalbimizin bahçelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül.   Savrulmada gül şimdi havada, Gün doğmada bir başka ziyâda. AHMET HAŞİM
- Bülbül - Bir gamlı hazânın seherinde, Isrâra ne hâcet yine bülbül? Bil kalbimizin bâğçelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül! * Savrulmada gül şimdi havâda... Gün doğmada bir başka ziyâda… *** Ahmed Hâşim ***
Ahmet Hâşim, "Bir Günün Sonunda Arzu" şiirinde "sonsuz iri güllerden, "kamıştan daha nâlân" güllerden bahseder. Haşim'in bülbülü değil de gülü inletmesi enteresandır. Bir başka şiirinde bülbüle şöyle seslenir Haşim: Bir gamlı hazanın seherinde Israra ne hâcet yine bülbül? Bil kalbimizin bahçelerinde Can verdi senin söylediğin gül! Savrulmada gül şimdi havada Gün doğmada bir başka ziyada... Hâşim, aslında bir efsanenin bitişini ilan ediyor. Gül, can vermiş, savrulmaktadır ve bülbülün ısrarı boşunadır.
Reklam
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.