Âteş gibi bir nehr¹ akıyordu
Rûhumla o rûhun arasından,
Bahsetti derinden ona hâlim
Aşkın bu unulmaz² yarasından.
Vurdukça bu nehrin ona aksi³,
Kaçtım o bakıştan, o dudaktan;
Baktım ona sessizce uzaktan,
Vurdukça bu aşkın ona aksi.
1: Akar su, ırmak.
2: İyileşmez.
3: Yansısı.
Tan rüzgarı esmiş, düşmüş gül etekten.
Bülbül güle tutkun, hem öylesi içten.
Kalk, içkini doldur, savrulmada dallar;
Sönmüş göreceksin, gül bir sabah erken.
Ömer Hayyam
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir taraf bahçe, bir tarafta dere,
Gel uzan sevgilim benimle yere;
Suyu yâkûta döndüren bu hazân
Bizi gark¹ eyliyor düşüncelere...
1: Boğmak, batırmak.
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka Ziyâda...
Bir gamli hazânın seherinde,
Isrâra ne hacet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda