İç Anadolu'da 'bügücük kuşu' denilir bir kuş varmış. Diğer kuşların aksine o, ağaçların dallarına altlarından tutunur; dalları, ayakları yukarıya, başı aşağıya gelecek bir biçimde kavrarmış. Sebebini soranlara da şöyle dermiş: "Ben böyle durmakla, semânın üzerimize çökmesini önlüyorum, ayaklarımı çekersem bütün semâ başımıza yıkılır."
...
Ben bügücük kuşlarını saygıyla anıyorum; zira onlar başkalarının yönettiği büyük bir oyunun figüranları olmak yerine, kurallarını kendilerinin koyduğu küçük bir oyunun aktörleri olmayı tercih etmişlerdi.
İç Anadolu'da 'bügücük kuşu' denilir bir kuş varmış. Diğer kuşların aksine o, ağaçların dallarına altlarından tutunur; dalları, ayakları yukarıya, başı aşağıya gelecek bir biçimde kavrarmış. Sebebini soranlara da şöyle dermiş: "Ben böyle durmakla, semânın üzerimize çökmesini önlüyorum, ayaklarımı çekersem bütün semâ başımıza yıkılır."
...
Ben bügücük kuşlarını saygıyla anıyorum; zira onlar başkalarının yönettiği büyük bir oyunun figüranları olmak yerine, kurallarını kendilerinin koyduğu küçük bir oyunun aktörleri olmayı tercih etmişlerdi.
Memleketim memleketim memleketim... diye diye 3 Haziran 1963'te memleketine hasret hayata gözlerini kapatan Nazım Hikmet RAN ' ı saygıyla anıyorum.
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Bu dizeleri ile saygıyla anıyorum. Beni hor görme gardeşim
Sen altınsın ben tunçmuyum
Aynı vardan var olmuşuz
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezar'a girende
Sen toksun da ben ac mıyım