Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanat/Felsefe/Din
— Sanat da tıpkı şu yalan dünya gibi bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Uydurma bir şey. Kendinizi fazla kaptırmayın. — Olmadı sayın Kutlu. Sanatı bu kadar küçümsemeyin. — Küçümsemiyorum. Eğer inanıyorsak sanat hakikate giden yolda bize yardımcı olur. Kalbimizi açar, bizi merhamet ve şefkat sahibi kılar. Kâinatın kitabını, yani temaşayı öğretir. Güzelliğin farkına varırız. — Bunlar az şey mi? — Değil tabi. Ancak sanattan felsefeden dine diye bir tasnif yapılmış. — Yanlış mı? — Hayır. Felsefe ile sanatın yerini değiştirsek daha iyi, bana uyar. — Felsefe ne yapıyor? — Felsefe bize tefekkür etmeyi öğretir. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı öğreniriz. Kur'ân-ı Kerim'de "Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?" vurguları çok yapılır. Son durak dindir. — Sizce din nedir? — Din eşyanın hakikatına, hayatın mânasına vâkıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. din teslimiyet, Cenâb-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Âmentü'ye inanmaktır. O zaman sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır. Bak yine hikâyeyi bırakıp vaaza başladık. Bu benim işim değil, bana bu sorularla gelmeyin.
Sayfa 105Kitabı okudu
-Sayın Kutlu bu macera kelimesi kelimesine "Uzun Hikaye" adlı kitabınızda yer alıyor. Ancak oradaki fotoğrafçının adı Selami. Böyle bir tekrara düşerek yazdığınız metni bozduğunuzu düşünmüyor musunuz? - Yoo!. Olur böyle şeyler. -Nasıl olur? - Benim kahramanlar laf dinlemiyor. Bazan böyle kılık değiştirip yazdığım kitaba sızıyorlar. -Bu izah yeterli değil. Hikâyeyi zedeliyor. - Elbette. Ama siz şu sanat denilen şeyi fazla ciddiye alyorsunuz. - Almayalım mı? - Alın ama ölçüyü kaçırmayın. -Nasıl yani? -Sanat da tıpkı şu yalan dünya gibi bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Uydurma birşey. Kendinizi fazla kaptırmayın. - Sayın Kutlu. Sanatı bu kadar küçümsemeyin. -Küçümsemiyorum. Eğer inanıyorsak sanat hakikate giden yolda bize yardımcı olur. Kalbimizi açar, bizi merhamet ve şefkat sahibi kılar. Kâinatın kitabını, yani temaşayı öğretir. Güzelliğin farkına varırız. -Bunlar az şey mi? -Değil tabi. Ancak sanattan felsefeden dine diye bir tasnif yapılmış. -Yanlış mı? -Hayır. Felsefe ile sanatın yerini değiştirsek daha iyi, banauyar. - Felsefe ne yapıyor? -Felsefe bize tefekkür etmeyi öğretir. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı öğreniriz. Kur'an-ı Kerim'de "Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?" vurguları çok yapılır. Son durak dindir. -Sizce din nedir? - Din eşyanın hakikatına, hayatın mânasına vâkıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Amentü'ye inanmaktır. O zaman sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır. Bak yine hikayeyi bırakıp vaaza başladık. Bu benim işim değil, bana bu sorularla gelmeyin.
Reklam
-Sanat da tıpkı şu yalan dünya gibi bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Uydurma bir şey. Kendinizi fazla kaptırmayın. - Olmadı sayın Kutlu. Sanatı bu kadar küçümsemeyin. - Küçümsemiyorum. Eğer inanıyorsak sanat hakikate giden yolda bize yardımcı olur. Kalbimizi açar, bizi merhamet ve şefkat sahibi kılar. Kainatın kitabını, yani temaşayı öğretir. Güzelliğin farkına varırız. - Bunlar az şey mi? - Değil tabi. Ancak sanattan felsefeden dine diye bir tanım yapılmış. - Yanlış mı? - Hayır. Felsefe ile sanatın yerini değiştirsek daha iyi, bana uyar. - Felsefe ne yapıyor? - Felsefe bize tefekkür etmeyi öğretir. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı öğreniriz. Kur'an-ı Kerim'e "düşünmez misiniz, akletmez misiniz?" vurguları çok yapılır. Son durak dindir. - Sizce din nedir? - Din eşyanın hakikatına, hayatın manasına vakıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Amentü' ye inanmaktır. O zaman bu sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır.
Ah Sayın Kutlu ..
"- Sayın Kutlu bu macera kelimesi kelimesine 'Uzun Hikaye' adlı kitabınızda yer alıyor. Ancak oradaki fotoğrafçının adı Selami. Böyle bir tekrara düşerek yazdığınız metni bozduğunuzu düşünmüyor musunuz? - Yoo!. Olur böyle şeyler. - Nasıl olur? - Benim kahramanlar laf dinlemiyor. Bazen böyle kılık değiştirip yazdığım kitaba sızıyorlar. - Bu izah yeterli değil. Hikâyeyi zedeliyor. - Elbette. Ama siz şu sanat denilen şeyi fazla ciddiye alıyorsunuz. - Almayayım mı? - Alın ama ölçüyü kaçırmayın. - Nasıl yani? - Sanat da tıpkı şu yalan dünya gibi bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Uydurma bir şey. Kendinizi fazla kaptırmayın. - Olmadı Sayın Kutlu. Sanatı bu kadar küçümsemeyin. - Küçümsemiyorum. Eğer inanıyorsak sanat hakikate giden yolda bize yardımcı olur. Kalbimizi açar, bizi merhamet ve şefkat sahibi kılar. Kâinatın kitabını, yani temaşayı öğretir. Güzelliğin farkına varırız. - Bunlar az şey mi? - Değil tabi. Ancak sanattan felsefeden dine diye bir tasnif yapılmış. - Yanlış mı? - Hayır. Felsefe ile sanatın yerini değiştirsek daha iyi, bana uyar. - Felsefe ne yapıyor? - Felsefe bize tefekkür etmeyi öğretir. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı öğreniriz. Kur'an-ı Kerim' de 'Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?' vurguları çok yapılır. Son durak dindir. - Sizce din nedir? - Din eşyanın hakikatına, hayatın mânasına vâkıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Âmentü'ye inanmaktır. O zaman bu sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır. Bak yine hikâyeyi bırakıp vaaza başladık. Bu benim işim değil, bana bu sorularla gelmeyin."
Sayın Kutlu anlatıyor...
-Sizce din nedir? -Din eşyanın hakikatına, hayatın manasına vakıf olmak. Hakkın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı hakka kul olmaktır. Dün amentüye inanmaktır. O zaman sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır.
Sayfa 105 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
"- Sayın Kutlu bu macera kelimesi kelimesine 'Uzun Hikaye' adlı kitabınızda yer alıyor. Ancak oradaki fotoğrafçının adı Selami. Böyle bir tekrara düşerek yazdığınız metni bozduğunuzu düşünmüyor musunuz? - Yoo!. Olur böyle şeyler. - Nasıl olur? - Benim kahramanlar laf dinlemiyor. Bazen böyle kılık değiştirip yazdığım kitaba sızıyorlar. - Bu izah yeterli değil. Hikâyeyi zedeliyor. - Elbette. Ama siz şu sanat denilen şeyi fazla ciddiye alıyorsunuz. - Almayayım mı? - Alın ama ölçüyü kaçırmayın. - Nasıl yani? - Sanat da tıpkı şu yalan dünya gibi bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Uydurma bir şey. Kendinizi fazla kaptırmayın. - Olmadı Sayın Kutlu. Sanatı bu kadar küçümsemeyin. - Küçümsemiyorum. Eğer inanıyorsak sanat hakikate giden yolda bize yardımcı olur. Kalbimizi açar, bizi merhamet ve şefkat sahibi kılar. Kâinatın kitabını, yani temaşayı öğretir. Güzelliğin farkına varırız. - Bunlar az şey mi? - Değil tabi. Ancak sanattan felsefeden dine diye bir tasnif yapılmış. - Yanlış mı? - Hayır. Felsefe ile sanatın yerini değiştirsek daha iyi, bana uyar. - Felsefe ne yapıyor? - Felsefe bize tefekkür etmeyi öğretir. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı öğreniriz. Kur'an-ı Kerim' de 'Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?' vurguları çok yapılır. Son durak dindir. - Sizce din nedir? - Din eşyanın hakikatına, hayatın mânasına vâkıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Âmentü'ye inanmaktır. O zaman bu sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır. Bak yine hikâyeyi bırakıp vaaza başladık. Bu benim işim değil, bana bu sorularla gelmeyin."
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Sayın Kutlu sizce din nedir?
Din eşyanın hakikatına,hayatın mânasına vakıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Âmentü'ye inanmaktır. O zaman sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır.
Sayfa 105