Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sibel D. Yılmaz

136 syf.
·
Puan vermedi
Şimdi bu kitap roman mıydı, öykü müydü? Nasıl istersen öyle anlamlandır der gibiydi yazar. Hangi şekilde bakarsak bakalım ustaca kaleme alınmış bir kitaptı. Yazarın karakterleri oluşturması ve işlemesi de ustacaydı.
Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra
Bir Süre Yere Paralel Gittikten SonraBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20202,508 okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
Kısacık, gerçekten saf, temiz bir kadının öyküsü bu. Doğduğu günden beri bahtı pek gülmeyen, fakirlikten ve şansızlıktan payını alan Feliçite'ni n hayatını nasıl yaşadığını okuyoruz. Bağlılığı beni büyüledi. O neler isterdi acaba, sorulsaydı kendine, tercihleri isteseydi, onun da kendine ait bir yaşam istemesi içten bile değildi. Hayata bağlanmaya minik şeyler de kafi. Dünyamızın büyüklüğü bizimle alakalı, tamamen içsel bir durum tabii zenginliği de.
Saf Bir Yürek
Saf Bir YürekGustave Flaubert · Can Yayınları · 20192,694 okunma
147 syf.
9/10 puan verdi
Yazardan okuduğum ilk kitap. Baykurt'un ise yazdığı son kitabı imiş. Bu kitabın en özel yanı yaşanmış bir hayat hikayesine dayanıyor olması. Bunu öğrenince daha çok sevdim kitabı. Mustafa Güzelgöz, Ürgüp'te geliştirdiği projeyi hayata sokar. Eşekle çevre köylere kitap getirir, bir tür kütüphanecilik hizmetini halkın ayağına getirir. Alışılmışın dışında bir olay. İlk başta üsttekiler olmaz dese de sonradan ihtiyaç duyulan miktarı koparır ve kütüphanecilik olayını geliştirir daha fazla kitap taşıyan eşek ve çıkılan katla. Ünü ülkeyi aşar yurt dışında da projesi ilgi görür. Eşeğin yerini cip alır. Bu yolda karşılaştığı zorlukları okuruz. Larisa kentinden yaşadığı eski yerleri görmeye gelen Yunan genç ile hikaye dallanır budaklanır. Halkların kardeşliğine kadar gider sonu. Köy enstitülerinin kapanışından, türkülerden, ilk sevdalıklardan, yönetim hiyerarşisine kadar bir çok konuya da değinir Baykurt. 2005 yılında hayata gözlerini yummuş Mustafa Güzelgöz. Etkilendiğim bir kitap olarak rafta yerini aldı.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
180 syf.
8/10 puan verdi
Felatun Bey ve Rakım Efendi
Bu ay okuduğum diğer eski Türk klasiklerinden birisi. İş Bank. Kültür yayınlarının günümüz Türkçesi ile basımı idi okuduğum. Zamanının mirasyedisi Felatun Bey ile orta halli hatta sıfırdan başlayıp kendi emeği ile yukarılara çıkan Rakım Efendi 'yi anlatan kitabımız da ikilinin yaşantılarından esintiler var. Yazarın ara ara devreye girip okuru yönlendirmesi o dönemin özelliklerinden biri, haliyle Ahmet Mithat Efendi de bunu sık sık yapıyor. Şöyle bi düşündüm de bunu günümüzde yapan yazarlar olduğunu da farkettim. Felatun Bey 'i Bihruz Bey'e çok benzettim. Çizgileri çok yakındı. Yine kitapta o dönemin özellikleri, burjuva sınıfın kızlarına özel dil, edebiyat dersleri aldırmaları, ince hastalık, alaturka-alafrsnfa ayrımı, kölelik, kalfalık zamanları ve aşk konusu işleniyor. Kitapta Felatun Bey ve Rakım Efendi'nin karşılıklı diyaloglarının az olması (çok çok az) hayal kırıklığı idi benim için. Yabancı kelimelerce zengindi.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,7bin okunma
148 syf.
8/10 puan verdi
Araba Sevdası
Zamanında okuyamayıp şimdi okuyanlardanım ben de. Eski Türk klasiklerinin okumamda devamının gelmesini istiyorum. En azından ayda bir kitap koymalıyım listeme. Araba Sevdası ile Bihruz Bey'le tanıştım. Dönemin İstanbul'u, yaşantı şekli, batıya ilgililik, dönemin burjuva gençliği, bir görüşte aşklar, yazılan mektuplar, yanlış anlamalar, mirasyedilik durumları kitabın konusu idi. Kitabın ismi ile konusunu çok ilintili bulmadım. Ahmet Hamdi Tanpınar 'ın da kitapla ilgili düşünceleri var. Merak edenler bakabilir. Dönemin gençlerinin Fransız hayranlığını eleştiren bir kitap bi nevi. Fransızca kelimeler için sözlük kısmı şarttı tabi. Çizgi romanın çizimlerini ve olayın özünü sağ salim vermesini çok iyi buldum. 1898 yılında yazılan bu eser ilk realist roman olma özelliğini taşıyor. Sonraki kuşaklara da örnek mahiyetinde.
Araba Sevdası (Çizgi Roman)
Araba Sevdası (Çizgi Roman)Recaizade Mahmut Ekrem · Everest Yayınları · 201093 okunma
Reklam
165 syf.
8/10 puan verdi
Timbuktu
Auster 'dan okuduğum ilk kitap. Bir köpeğin (Kemik Bey) gözünden gördükleri, yaşadıkları, hissettikleri anlatılıyor. Değiştirdiği sahipleri, başına gelen acı - tatlı olaylar, içsel değerlendirmeleri içerisinde okuru çekiyor kitap. Hayvan sahiplenecekler, ona ortamı hazırlamadan, isteklerine yetecek gücü kendinizde bulmadan sakın bir hayvana bakmaya kalkmayın. Hayvanın hayatında onulmaz yaralar açmayın. Bu anlamda vicdanlıyım, hayvan severim diyenlerin söylemleri o kadar komik ki. Sadece gülerim size. Öldürürsünüz siz hayvanı, bir numaralı cani olursunuz. Her sahibinde farklı yaklaşımlar bulan Kemik Bey'in aklında ise hep ilk sahibi Wili vardır. En sonunda O'nun yanına gitmeye karar verir. Timbuktu'ya. Timbuktu özel, efsanevi bir şehir, mutlu bir şehir. Ayrı bir ironisi var, okuyunca göreceksiniz. Hayvan diliyle, bakış açısıyla işlenmiş kitap ama bir çok mesaj da içeriyor. Elveda Gülsarı'daki ata yapılan uygulamanın Kemik Bey' e de yapılması en can alıcı noktaydı. İyi bir hayvan dostu, gerçek bir hayvan dostu olmak ve temiz bir vicdan taşımak temennisiyle.
Timbuktu
TimbuktuPaul Auster · Can Yayınları · 2018593 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
Zweig'in insan tahlilleri yaptığı kitaplarından birisi daha. Bu kez ne bir kadın, ne bir erkek, bu kez bir çocuğun iç dünyasını bize açıyor yazar. Çocuk dünyasının o kadar basit olmadığını, her şeyi anlayıp, hissettiklerini, çözümlediklerini, ve sonuca vardıkları önümüze koyuluyor. Annesi ile bir yabancının arasında bir göz olarak kalan on iki yaşındaki çocuğun hikayesi bu. İyi ki vardın çocuk. Keyifliydi.
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201842bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Alman Edebiyatı 20.yy yazarı Heinrich Böll ile tanışma kitabım oldu Palyaço. Toplumu, insanları, yaşamı eleştiren tavrı ile döneminde oldukça dikkat çeken bir isim. Topluma dayatılan bir çok kuralın acımasız ve boş olduğunu, bir palyaço maskesi altında söylüyor. Bu kuralların, dini, politik, savaş içerikli gelebileceğini görüyoruz. O dönemin sanat, sanatçı ve sanatsal yaşamına da ağır eleştiriler var kitapta. Hatta döneme ağır laflar ediyor. (o... dönemi) diyor. Şimdiyi görse ne derdi acaba. Dönemi iyi kurgulamış. Kahramanımız Hans'a bakarsak sıcaklık ve samimiyetten uzak bir çocukluk yaşadığını görüyoruz. 'Zenginlik içinde yaşanan fakirlik' ayrı bir pisikoloji olmalı. Sevdiği kadın ile nikahsız birlikte yaşamasına toplum tarafından ağır tepkiler gelince Marie daha fazla dayanamayıp başkasına kaçıyor bunda katolik oluşunun etkisi büyük. Ki metres hayatı yaşayan - örnek babası- onlara ses edilmiyorken bu ilişki dışlanıyor. Çünkü ortalıkta yaşanıyor. Hans dini kuralları önemseyen biri değil. Çocuk yapabilmeleri için imzalaması gerekenler olunca bunlara karşı çıkıyor. Hayatında, mesleğinde boşluğa düşüp çöküşü yaşayan bir adamın hikayesi Palyaço. Aykırı olmak her zaman ayrı düşmeye sebeptir. Bundan kaçış yok. Palyaçomuz da bu durum içerisinde kalıyor.
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20191,511 okunma
210 syf.
9/10 puan verdi
Çinli yazar Yu Hua 'ya ait son zamanlarda okuduğum en sarsıcı kitaplardan birisi oldu "Yaşamak". 1950'lerde Çin' deki Mao dönemi, "kültür devrimi" ni de içine alan, "yaşamak" demek ne demek iliklere kadar hissettiren kitap zamanında çok yasaklarla karşılaşıyor. Toplatılıyor. Filme uyarlanıyor. Kaderin onlar için neler hazırladığını bilmiyorlardı. Zirveyi de görmek, dibi de.. Fakirliğin getirdiği çaresizlik ile sınanmak.. Yokluğun diğer adı tutunmak.. Eldekilerin eriyip tükenişi.. Savaşın soğuk yüzü.. Yasaklardan sıyrıldıkça değeri artan bir kitap oluyor zamanla. Fugui karakteri, karısı, kızı, oğlu, annesi, damadı hatta torunu bile.. Bu kadarı fazla, çok fazla.. Kitap kapak tasarımındaki çizgiler bu karakterleri ifade ediyormuş. Onların yaşam çizgilerini. Beğenerek, severek okudum.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,4bin okunma
222 syf.
9/10 puan verdi
Ustanın üç efsanevi hikayeyi anlattığı kitabı. Daha önce Ağrı Dağı Efsanesi'ni okumuştum bu tarzda, çok beğenmiştim. Bu üç hikayenin de ondan geri kalır yanları yok. 1.Köroğlu 2.Karacaoğlan 3.Alageyik İlk efsane malum Bolu Beyi olanı. Filmini izlemişsinizdir belki Cüneyt Arkın 'lı olanı. At seyisi olan babası ve oğlunu konu alır, yetiştirdikleri at ile önünü kimse alamaz İkinci efsane memleket kokar. Çukurova dolaylarında geçer. Kozan' da ünü çoktur Karacaoğlan'ın. Yer yer türküler ve sözleri alır götürür. Aşkını ve hüzünlü sonunu konu alır. Son efsane Alageyik ise bir deli, hırçın, cesur oğlan olan Halil ve Zeynep 'in hikayesidir. Yine memleket kokar. Bunun da filmi vardı. Hatırlayanlar olacaktır, bir de Alageyik şiiri aklıma gelir. Üçü de birbirinden özgün ve değerli efsanelerdir. Yazarın kaleminin gücüne zaten söze gerek yok. Öğrencilere, gençlere okutturun, okuyun.
Üç Anadolu Efsanesi
Üç Anadolu EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,7bin okunma
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
Yazarın ilk kitabı. Beş yıl süren bir süreç içerisinde oluşturmuş Langa'yı. İyi ki de oluşturmuş. Sıcacık bir roman okudum. Yazarla birlikte ben de çocukluğuma gittim. Komşularımız tek tek geçti gözlerimin önümden, okul anılarım canlandı, annemin ev hallerine bi kez daha aşık oldum. Ve babamı ne kadar özlediğimi fark ettim. Kardeşlerimle
Langa İstanbul’un Yitik Semtlerinden Biri
Langa İstanbul’un Yitik Semtlerinden BiriNermin Karahan · Ceres Yayınları · 201619 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
Nedir beyaz geceler? Bunu öğrenmek hikayeyi daha sağlam kılıyor. Mayıs ayının ortalarından, Temmuz ayının ortalarına kadar Petersburg'da ve Rusya'nın o bölgelerinde güneş 03:00'te doğuyor ve 24:00'te batıyor. Güneşin batışıyla tam bir karanlık olmuyor kısa bir süre sonra güneş tekrar doğuyor ve bu gecelere "beyaz geceler" deniyor. Kutuplara yakınlığın etkisi bir durum. Turistlerin büyük ilgisini görüyor bu olay. Dostoyevski'nin kitabına da isim oluyor bu geceler. Kitabın da konusu itibarıyla tam bir netlik yok flu bir sahne var. Kahramanlarımızın yaşadığı bir tür beyaz gece olayı. Özellikle Nestanka 'nın içinde bulunduğu durum beyaz geceye benzetilebilir. Bir kadın, bir erkek. Tanışmalarının ardından görüştükleri dört gece, beş gündüz. Birbirlerini tanıma aşamaları, araya koyulan çizgiler. Tam sevgisini ifade edip beklentilere girerken erkek kahramanımız genç kızın duygularına yönelmesi ile tam bir hezeyan yaşıyor. Burada fırsatçı davrandığı da düşünülebilir, hiç hoş değildi. Aslında O'nun da yaşadığı durum bir tür beyaz gece. Nestanka'nın aşkı seçmesi ile bitiyor hikayemiz. Bunlara rağmen son mektubunda yazdıkları da ayrı ilginçti Nestanka'nın. İnsan kendi yalnızlığı içerisinde hep güvenli bir liman aramıştır. Bu arayışta hatayı en aza indirgemek gerekir. Herkesin vardır beyaz geceleri. Ani kararları, kararsızlıkları, ikilemleri..
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Sis Yayıncılık · 074,2bin okunma
108 syf.
7/10 puan verdi
Dostoyevski'nin şirin, kısa hikayeciklerinden birisi. Karısını çok seven ve onu kıskanan bir adamın başına gelenlerin trajikomik bir şekilde anlatıldığı bir hikaye bu. Yanlış anlamalar mı dersiniz, tamamen çetrefilli işler mi dersiniz, yine de onca şeye rağmen ucuz atlatıyor kahramanımız olayları. Kıskançlığın bir tür hastalık olduğuna değiniliyor sıkça. Güven çok önemli ilişkilerde. Bunun şakası bile olmaz. Şüphe ise yer bitirir insanı. İkili ilişkilerde buna fırsat vermemeli taraflar. Hırstı, intikamdı, nazireydi bunlar ilişkiye yakışmaz. Kıskançlığa da sürüklememeli, güven vermeli. Beğendim.
Başkasının Karısı
Başkasının KarısıFyodor Dostoyevski · Helikopter Yayınları · 20174,338 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Çavdar Tarlasında Çocuklar yada Gönülçelen ile tanıdığım Salinger'den tekrar bir kitap okumak da varmış. Üç hikayeden oluşuyor. İlk hikayede bizim atarlı ergen Holden'e denk gelmek keyifliydi. Diğer hikayelerde de Paula'nın son hali yürek burktu. En sevdiğim hikaye ilk hikaye oldu. Kitaptan kısacık bir cümle; "Birini seviyorsan, onu ne kadar sevdiğini herkese söyle." dedi Kenneth. Diyor Kenneth. Herkese söylemese de olur. Sevdiğine söylesin kafi. Hatta ilk ona. Bunu onun bilmesi yeterli diğerleri teferruat. Bu arada , e kitap okumak o kadar da itici bir eylem değilmiş.
Üç Öykü
Üç ÖyküJ. D. Salinger · Kendi Yayınları · 2014224 okunma
391 syf.
9/10 puan verdi
Huzursuzluğun kitabı dense de...
Ve "Huzur"... Tanpınar'ın mekan ve zamanı bir biri üzerinden geçerek anlattığı olaylar ağının,iç huzursuzluklarının kitabı. Sürekli ikilemler arasında kaldığı,karmaşalar yaşadığı duygularını anlattığı kitabı. Doğu-Batı arasında kalınmışlığın -bir nevi kimlik sorununun-,aşkın insana mutluluk ve mutsuzluk veren yanlarının etkilerinin işlendiği bir kitap. Fikri olgunluğun yanında duygusal tarafın da ele alındığı bir kitap. Kurulan sağlam cümlelerle yazar, cümleye manaya hakimiyetini ortaya koymakta.Ve yazar bu kitabında kendi edebi kişiliğinin oluşmasında kendine üstad dediği, etkilendiği insanlara da yer vermekte. Yer yer kuşkuculuk hat safhada seyretmekte kitapta. Yazarın etkilendiği akımın izleri fazlasıyla kendine yer buluyor bu romanında. Kitabı okuyacak olanlara bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Kitabı okurken dikkatli olmak gerek,öyle bir şey ki anlatım sırasında yazar mekanda iken zamanı ileriye yada geriye götürebiliyor.Ya da o zamanı yaşarken mekan değişebiliyor.Onca şey okuduktan sonra kendinizi başka bir yerde bulabiliyorsunuz.Sonra anlıyorsunuz nerede olduğunuzu.:) Daha önce yarım bırakmışlığım olan bu kitabı bitirmek ayrı keyif. Ahmet Hamdi zaten idolüm. Kesinlikle okunmaya değer,önemli bir eser.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 200816,4bin okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.