Asla kimseyi öldürmedi benim babam
Nerden başlasam ne desem bilemiyorum. O kadar hüzünlü bir hikayeyi kara mizah olarak çok güzel bir şekilde aktarmış bize yazar . Ben çok sevdim mutlaka diğer kitaplarını da alıcam. Bir kaç saatlik bir okumayla bitecek bir eser.
Alıntı:
"Bir sabah , çok erken bir vakitte , annem odama geldi. 'Sanırım baban öldü ' dedi.
Yine mi ... dediğimi hatırlıyorum.
Kalkmak istemiyordum , yorgundum ve yorganın altına girdim.
Babamı o kadar kör kütük sarhoş görmüştüm ki gerçek bir ölüyle kör kütük sarhoş arasında ki farkı bilemiyordm.
Sonra babam doktordu ve bir doktor ölmezdi.
Annem ' Bu sefer ki gerçek. Hadi kalk ' dedi.
Kalktım. Odasına gittim. Yatağın yanı başına düşmüş, ağzı kan doluydu. Beni azarlamadı, gerçekten ölmüştü.
İnsan yanında biri olmazsa delirir. Kim olduğu hiç önemli değildir , yeter ki yanında olsun. İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır.
Yaşamak
Ah Fugui ! Beni uzun zamandır böyle etkileyen bir hikaye olmamıştı. Başta nefret ettiğim adam bir anda üzüldüğüm adama dönüştü. Hiçbir şey mi yolunda gitmez dedim .
İçine çeken , soluksuz okunacak bir hikaye.
Yayınlandığı dönemde yasaklanan bir kitap olmuş bende merak uyandıran bu kısmı olmuştu iyikide okumuşum.
Fugui , gençliğinde yaptığı bir hata yüzünden tüm ailesini teker teker kaybediyor ve ailesini de kendisiyle birlikte yokluğa sürüklemesinin hikayesini okuduk . Başta hakettigini düşünsemde sonradan bu kararı da fazla deyip üzülmeme sebep oldu .
Kesinlikle tavsiyemdir .
Alıntılar:
Ne olursa olsun hepsi aynı kapıya çıkıyordu : çıkmaz sokak.
Yavaş kanat çırpan kuş , erken uçmaya başlamalı .
Her gün yorgunluktan ölene kadar çalışınca, başka şeyler için endişe edecek vaktiniz kalmıyor.
Yüreğimi öyle acıttı ki , ağlayamadım bile