Spoiler içerebilir!
Kitap yaşlı adam ve genç adam arasında geçen diyaloglardan oluşmakta. Bu da kitabın daha akıcı olmasını sağlamış. Tüm bildiğimiz doğruları, olguları yıkmakta. Yaşlı adam'ın insanoğlunun yalnızca bir makineden fazlası olmadığını iddia etmesiyle başlıyor. İnsanın doğası hakkında acaba biz mi yanıldık diye düşünmeden edemedim. İnsanın özgür iradesinin olmayıp irade seçimi olduğu, hislerin beyinler ile değil, mizaçları yoluyla ikinci elden edindiği, insanın doğruyu yanlıştan ayırıyor oluşu, onun diğer yaratıklardan zihinsel olarak üstün olduğunu kanıtlar, ama yanlış yapabiliyor oluşu, onun yanlış yapamayan herhangi bir yaratıktan ahlaki açıdan daha aşağı olduğunu savunuyor. İnsanı bir şey yapmaya iten tek bir dürtünün olduğunu ve bunun da ruhunu tatmin etme dürtüsü olduğunu söylüyor. Bu da bizim kendimizi sorgulamamız gerektiğini hatırlatıyor, iyilik yaparken bile aslında kendimiz için yaptığımızı gösterdi. İnsanın gerçekten makina olduğuna tam ikna olmasamda farklı bir pencereden bakmak isteyenler için oldukça güzel bir kitap.