İnsanoğlunun ya da insan kızının doğası gereği olmuş ve olabilecek her şey hakkında yorum yapmak ister ve yapar. Sokaktaki insanlara, ünlü sanatçılara ya da oyunculara, futbolculara, devletin yüksek mevkiye sahip kişilerine; kısaca insanın bulunduğu her yere gidin. Örneğin elinizde bir saat götürün. Hepsinin de o saat hakkında yorumu vardır. O ana
Saat dördü gecenin uykudaydı yıldızlar
Rüzgar yaman vurdukça yorgun tepeler sızlar
İki aslan parçası döndü operasyondan
Sırılsıklam oldular,üşüdüler bir yandan
Süratle abdest alıp başladılar namaza
Yasin dedi gidip de bakayım yaramaza
Ağır şartlar, sonunda hanıma çark etmişti
Yuvasını dağıtıp evini terk etmişti
Beş yaşındaydı Yusuf,
Bu uzun öyküde helal para kazanmayı, dürüst olmayı, Tanrı için iyilik etmeyi ve ahi geleneğini başarıyla anlatılırken kalemin duygulu olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ayrıca küçük bir balanın yaşamın zorlukları karşısında verdiği mücadeleyi anlatıyordu. Anlatımı sade, balalara yaşama karşı bir bakış açısı sağlayabilecek uzun öyküyü okurken özümden
Yalnız mıyız? yoksa Yalnızlığa mahkum mu edildik? ya da Yalnızlığı kendimiz mi seçtik? Birbirine yakın sorular gibi görünen bu üç sorunun birbirinden çok farklı üç ayrı cevabı vardır. Bu üç ayrı cevabını Peyami Safa çok güzel açıklamış.
-Kitapta ne var peki?
-Kitapta ne yok ki!!
Bu kitapta ; Aşk acısı var, sevgisiz büyüme var, gamsızlık var,
Ahmet Ümit'in şu ana kadar en sevdiğim romanıdır. İnceleme spoiler içerir!
Antik şehirlere gittiğimde elimden geldiğince taşlara dokunmaya çalışır ve binlerce yıl önce insanlar da benim dokunduğum taşlara dokundu diyerek heyecanlanırım.
Tabletler aracılığıyla 2800 yıl önce yaşamış bir insanın duygularına ortak olmak gerçekten de çok heyecanlandırdı. Böyle bir olayın tarihte olma ihtimali bile benim için yeter de artar.
Arkeologlar eserleri ortaya çıkarmaya çalışırken, bir zamanlar yaşamın olduğu, insanların olduğu şehirin kah toprak altında kalması kah eserlerin yıkılıp harap olması insanı bir garip hissettiriyor.
Kitabın sonunun çok vurucu bitmediğini düşünüyorum. Katil cinayetleri bir amaç uğruna işliyor fakat öldürdükleri kişiler masum kişiler. Gönül isterdi ki öldürdükleri kişilerin geçmişi kirli olsun.
Ama katilin bakış açısı bir yerde doğru. Kötülük insanoğlunun doğasında var. Sen ben doğaya, hayvanlara zarar vermiyor olabiliriz fakat genelimiz böyle değil. Kötülük daha da ağır basıyor.
Hitit, Asur, Urartu gibi medeniyetlere misafir olduğumuz romana puanım 9/10
PatasanaAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201924,1bin okunma