Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Etme gel bir kızıl şehrâyin olsun akşamlar..."
gelir devrilirdi nisan müstesna çiçek kokularıyla insanın kafasını karıştıran yukarda bir akşam ebruli bir akşam ki perde perde açılan bir şaşaa bir şehrayin bir ihtişam billur kadehlerde rakı bulanık duman duman dudaklarda mısralar mısralar ki nâzım’dan savaş yıllarının ağır karanlığında ufkumuzu gizlice aydınlatan gelir devrilirdi nisan müstesna çiçek kokularıyla adamın kafasını karıştıran sonra birkaç sansaryan hanı birkaç duruşma arkasından sağırların dilsiz sükûneti yani epeyce zindan
Attila İlhan
Attila İlhan
Reklam
Canı Cehenneme/Şükrü Erbaş
Canı cehenneme rahat uyuyanın Kapısını örtenin perdesini çekenin Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın Duvarları ancak çarpınca görenin Canı cehenneme başkasının yangınıyla Evini ısıtıp yemeğini pişirenin. Bahçesine dek gelen alevleri Şehrayin sanan aptalın Canı cehenneme,camlarında Parçalanmış cesetler uçarken Bir iğdiş incelikle çiçekleri
o şehrayin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam aşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün
Attila İlhan
Attila İlhan
Kısaca: Aranızda bulunmaktan mutluyum... :))
Ey ehl-i 1K; şu karanlık leylin zindanvâri sînesinde, gafletten hamaklar tesis edip lâlettayin rakslar refâkatinde, nefsinizin bedbîn ve miskin cihetlerini eğlendirmek yerine; elinizde kitaplar, kalbinizde tecessüs ve dimâğınızda ilim aşkı ile, ruhunuzun nikbîn taraflarını tenvîr eylemeniz, takdire şâyân ef'âl cümlesinden olmaktan mütevellit, ben fakir de, bu şehrâyin-i ilm ü faziletten nasipdâr olmak arzusiyle bu mübarek sitede ikâmet eylemekteyim... 😆
Nurullah Genç / İstanbul ve Sen
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor. Çünkü onun gözleri de en az senin ki kadar Hala, gülümseyen bir lale gibi bana sürgününü gönderiyorsun dört yanı çevrili bir kale gibi ne sır umut, ne de sır veriyorsun
Reklam
İstanbul ve Sen
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor. Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil. Hala, gülümseyen bir lale gibi bana sürgününü gönderiyorsun dört yanı çevrili bir kale gibi ne bir umut, ne de sır veriyorsun gemiler gidiyor, sen gidiyorsun sulara yansıyor yeşil gözlerin hüzün dalga dalga, ıssız ve derin beni İstanbul’a terkediyorsun sensiz ne şehrayin, ne deniz kalır gidersin, harabe olur İstanbul martılar göç eder; sular alçalır kendini çöllerde bulur İstanbul güneşi rengarenk şavkınla gökte saçlarını tarar iken bulurum beyazı, gecenin çizgilerinde ellerini arar iken bulurum sensiz çözülür mi gül ve muamma yüreğimden hala habersiz misin adını göklere yazarım amma mehtabı kaybolur düşlerimin. 🌹
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Duvar dibinde yaşayanlara
Parçalandı gönlün tahtı Şehrayin dağıldı, Mızrap kırıldı, tel Koptu. Koptu ihtiyar adamın elindeki Tesbih, Renk renk cümbüş gibi boncuklar Yere serildi Yiğit yıkıldı, kalmadı geriye Ondan, Namından başka. Geriye kalanlar tövbe istiğfar, çekti Aşka. Can Alpaslan 28.02.2024
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor. Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil. Hala, gülümseyen bir lale gibi bana sürgününü gönderiyorsun dört yanı çevrili bir kale gibi ne sır umut, ne de sır veriyorsun
Işığısın şehrayin kalıntısı ömrümün Sensizim, avareyim; durmayıp gelesin yâr.
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Reklam
Şükrü Erbaş, Canı Cehenneme
canı cehenneme rahat uyuyanın kapısını örtenin perdesini çekenin yüreği yalnız kendiyle dolu olanın duvarları ancak çarpınca görenin canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin. bahçesine dek gelen alevleri şehrayin sanan aptalın canı cehenneme, camlarında parçalanmış cesetler uçarken bir iğdiş incelikle çiçekleri
358 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.