Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(12)
Tuğrul ve Çağrı Beylerin, Selçukluların Başına Geçmesi ve Sonrasındaki Faaliyetleri Arslan Yabgu’nun 1025 tarihinde Gazneli Mahmûd tarafından hile ile esir edilerek Kâlincâr kalesine hapsedilmesinin [12]ardından Selçukluların başına Tuğrul ve Çağrı Beyler geçmiştir. Amcaları Mûsâ Yabgu [13] ve Yûsuf Yınal hayatta olmasına rağmen iki kardeşin bu görevi üstlenmeye yönelik adım atmaları ve başarı sağlamaları şüphesiz, dedeleri Selçuk Bey tarafından ne kadar iyi yetiştirildiklerinin kanıtı idi.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(17)
Nîşâbur’un ele geçirilmesinin ardından buraya gelen Tuğrul ve Çağrı Beyler arasında, dikkate değer bir nitelikte olan bir tartışma çıkmıştır. Nîşâbur’un ele geçirilmesinden sonra Çağrı Bey şehri yağmalamak istemiş, kardeşi Tuğrul Bey buna şiddetle karşı çıkmıştır. Çağrı Bey isteğinde diretince, Tuğrul Bey bıçağını çekerek, böyle bir şey yaparsa intihar edeceğini söyleyince Çağrı Bey vazgeçmiştir. Tuğrul Bey ise, Çağrı Bey ve emrindeki askerlere 30.000 dinar vermek zorunda kalmıştır. Bu olayın, devletleşmenin bir gereği olarak ortaya çıktığı ve Tuğrul Bey’in amacının ileriye yönelik olduğunu göstermesi şüphesizdir.
Reklam
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(14)
Selçukluların Horasan’a Geçişi Sultan Mahmûd döneminde takip edilen katı politikalarla Selçukluların tehdit haline gelmesine fırsat verilmemişti fakat Sultan Mesûd döneminden itibaren bu durum tersine dönmeye başlayacaktı. Mayıs 1035 tarihinde 4000 kişilik bir kuvvetle Horasan’a göç eden Selçuklular, Gazneli Mesûd’a bir mektup yazarak bu izinsiz geçiş için özür dilemişler ve Nesâ ve Ferâve şehirleri kendilerine yurtluk olarak verildiği takdirde Gaznelilerin hizmetine gireceklerini belirtmişlerdir. Gazneli Mesud, kendi devletinin ileri gelenlerinin uyarılarına rağmen teklifi kabul etmemiş ve Selçukluların üzerine Hâcib Beydoğdukomutasında bir ordu yollamıştır. Selçuklular bunun üzerine savaş hazırlığına girişmiş ve Haziran 1035 tarihinde Nesâ yakınlarında meydana gelen savaşı kazanmışlardır. Savaştan sonra tekrardan mektup gönderen ve isteklerini yineleyen Selçukluların, bu sefer istekleri kabul edilmek zorunda kalındı ve Nesâ, Dihistan ve Ferâve bölgeleri kendilerine verildi.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(13)
İki kardeşin bu süreçten sonra uğraştıkları başlıca problem, Mâverâünnehir’de bağımsızlığını ilân etmeye çalışan Ali Tegin olmuştur. Daha önce Arslan Yabgu ile ittifakta bulunarak gücünü arttıran ancak Arslan Yabgu’nun esir edilmesinden sonra yeni bir destek arayışı içerisine giren Ali Tegin, Selçukluların yeni liderlerinden faydalanmak istediyse de Tuğrul ve Çağrı Beyler buna yanaşmamıştır. Ali Tegin, Selçukluların içinde karışıklık çıkarmak için Yûsuf Yınal’a “Yabguluk” teklif edip, kendi tarafında çekmek istediyse de başarılı olamamış, bunun üzerine Selçukluların üzerine bir ordu gönderip, Yûsuf Yınal’ın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Aynı süreçte Selçuklular Hârizm‘e göç etme kararı almış ancak Cend hâkimi Şah Melik’in de baskınına uğrayıp, ağır kayıplar veren Selçuklular, kesin olarak güneye, Horasan’a inmeye karar verdiler.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(11)
Gazneli Mahmûd’un, Çağrı Bey’in geçişini engelleyemediği için şiddetle azarladığı Arslan Câzib, Çağrı Bey’in dönüşü için beklemekteydi. Çağrı Bey de bunun haberini almış olacak ki, askerlerini dağıttıktan sonra tüccar kılığına girip, Gazneli topraklarından bu şekilde geçmeyi başarmış ve kardeşi Tuğrul Bey’in yanına gitmiştir. Burada kardeşine, 1000 yıllık bir varlığın ilk müjdesini verecektir: “Bu ülkede (Anadolu) bize karşı koyabilecek bir kuvvete rastlamadım. Biz buradakilerin (Horasan ve Mâverâünnehir) hakkından gelemiyoruz fakat keşfetmiş olduğum topraklara gidebiliriz.” [11]
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(5)
Selçukluların, Sâmânîlere verdiği destek, Sâmânîlerin yıkılmasına engel olamadı. Yaşanan entrikalar, Sâmânî halkının ve birtakım beylerin (dihkân [4]), Karahanlıları Sâmânî topraklarına davet etmesine sebep oldu. Bunun üzerine Karahanlı hükümdarı Nasr İlig Han, 23 Ekim 999 tarihinde Sâmânî başkenti Buhara’yı hiçbir direnişle karşılaşmadan ele geçirdikten sonra hazineye el koydu ve Sâmânî hânedan mensuplarını esir ederek Özkend’e gönderdi. Bu olaydan sonra Sâmânî şehzadesi İsmâîl Muntasır, hapisten kaçmayı başarıp, devleti tekrar diriltmek için yaklaşık 5 yıl kadar mücadele verdiyse de başarılı olamamış ve Sâmânîler kesin olarak tarih sahnesinden silinmiştir. Sâmânî toprakları ise Karahanlılar ile Gazneliler arasında, Ceyhun Nehri sınır olmak üzere bölüşülmüştür.
Reklam
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(22)
Büyük zorluklarla, yaklaşık yarım asırlık bir süreçte bu noktaya ulaşmayı başaran Selçuklu ailesinin reisleri, bütün bu çabaların boşa çıkmaması adına birlikte kalmak için çok dikkatli hareket edip, kararlarını ona göre aldılar. Kazandıkları zaferden sonra, yaklaşık bir ay içerisinde Merv’de büyük bir kurultay toplayan Selçuklular; Tuğrul Bey’i sultan ilan etmiş, yeni fetih politikalarını belirlemiş ve ülke topraklarının yönetimini birbirleri arasında paylaşmışlardır. Yapılan paylaşıma göre; Çağrı Bey’e melik unvanıyla Merv merkez olmak üzere Horasan’ın doğusu, Mûsâ Yabgu’ya ise Herat’tan itibaren Afganistan yönünde ele geçirilmesi kararlaştırılan topraklar verildi. Kalan hânedan üyelerine ise, bu üç liderden birine bağlı kalmaları şartıyla bazı topraklar verildi. Çağrı Bey’in oğlu Kara Arslan Kavurd, Kirman’a tayin edilirken, diğer oğlu Alp Sungur Yâkûtî ise, İbrâhim Yınal ile birlikte doğrudan Tuğrul Bey’in hizmetine verildiler.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(18)
Devlet olma yolunda büyük bir adım atan Selçukluların bu sevinci fazla uzun sürmemiş, Sultan Mesûd bizzat sefere çıkarak Selçukluları arka arkaya yenilgiye uğratmıştır. Çağrı Bey, Ulyâ-âbâd’da Sultan Mesûd’un karşısına sadece kendi birlikleriyle çıkmış ve yenilgi almıştır ancak Selçuklular, aldıkları yenilgiye rağmen yağma ve tahrip faaliyetlerine devam etmiştir. Özellikle Çağrı Bey’in, Gazne ordusuna gece baskını düzenleyip Sultan Mesûd’un fillerinden birini kaçırması mânidardır.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(10)
Vaspuragan topraklarından çıkan Çağrı Bey, yönünü Şeddâdî topraklarına çevirmiş ve burada da yağma ve tahrip faaliyetlerinde bulunmuştur. Ardından yönünü Gürcü topraklarına çevirmiş ve burada da benzer faaliyetlerde bulunup; Liparit gibi birtakım Gürcü komutanları mağlûp etmiştir. Çağrı Bey, bölge hakkında bilgi edindikten ve fazlasıyla ganimet elde ettikten sonra dönüş yoluna koyulmuştur. Azerbaycan’da kendisine katılan Türkmenleri, geri dönüş yolunda Azerbaycan’da bıraktıktan ve ganimet haklarını teslim ettikten sonra kendi birlikleriyle birlikte Horasan’a yönelmiştir.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(9)
Gazneli topraklarını geçen Çağrı Bey, ilk olarak Azerbaycan’a geldi. Burada kendisine, daha önce buralara gelmiş olup da Anadolu’ya gazâlar düzenleyen Türkmenler de katıldı. Yoluna devam eden Çağrı Bey, bir müddet sonra Doğu Roma’ya bağlı olarak varlığını sürdüren ve Van civarında bulunan Ermeni Vaspuragan Prensliği topraklarına girdi ve birtakım bölgeleri ele geçirip, yağmaladıktan sonra yoluna devam etti. Türklerin kılık-kıyafeti ve savaş taktikleri, büyük şaşkınlığa sebep oldu. Bu şaşkınlığı, Ermeni yazar Arisdages‘in “Taş gibi sert tırnaklı ve kartal gibi hızlı atların üstünde, yayları gerili, okları çekili, bellerinde kemer, ayaklarında bağları çözülmek bilmez ayakkabılar bulunan birlikler…” [9] ve Urfalı Mateos‘un  “Ok ve yay kullanan uzun saçlı Oğuz süvarileri Ermenileri şaşkına çevirmişti.” [10] ifadesinden rahatlıkla anlayabilmekteyiz.
Reklam
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(7)
Çağrı Bey’in Anadolu Keşif Akını Mâverâünnehir’de, Karahanlılar ile Gazneliler arasında sıkışmış olan Tuğrul ve Çağrı Beyler bir çıkış yolu aramaktaydı. Arslan Yabgu’dan kısmen bağımsız hareket eden Tuğrul ve Çağrı Beyler, Meliknâme‘den aktarılana göre; ilk olarak Batı Karahanlıların hizmetine girmek istemişlerse de kuvvetlerinden dolayı tehdit olarak görülmeleri nedeniyle bu mümkün olmamış, daha sonra Doğu Karahanlıların hizmetine girmişler ancak Çağrı Bey’in ihtiyatlı tutumu sebebiyle iki kardeş aynı anda Doğu Karahanlı topraklarına gitmemiştir. Nitekim, Çağrı Bey’in de öngördüğü gibi Doğu Karahanlı hükümdarı Togan Ahmed Han, Selçukluları tehdit olarak gördüğü için Tuğrul Bey’i hapsetmiş, Çağrı Bey’in yaptığı baskın neticesinde Tuğrul Bey kurtarılmıştır. Tüm bu olaylardan sonra iki kardeş, Mâverâünnehir’de kalmalarının artık güvenli olmadığını düşünüp, yeni bir yurt aramanın gerekli olduğu kararına vardı. Bu kararın ardından Çağrı Bey, emrindeki 3000 atlı ile batıya yönelerek bir keşif akınına çıkmış; Tuğrul Bey ise çöllere çekilerek Mâverâünnehir’de kalmaya devam etmiştir.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı Kaynakça
[1] Abdullah Kaya, Başlangıcından 1071’e Kadar Türklerin Anadolu’ya Akınları Hakkında Bir Değerlendirme, Ekev Akademi Dergisi, Sayı 59, 2014, Sayfa 211-232. [2] Selçuk Bey’in kaç oğlu olduğu konusu kaynaklarda değişiklik göstermektedir. Selçuklular ile ilgili yazılmış olan bütün kaynaklarda (Târîh-i
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(25)
Çağrı Bey’in, 1043 tarihinde kardeşi Tuğrul Bey ile birlikte gerçekleştirdiği Harizm seferi, atlanmaması gereken bir durumdur. İki kardeş, Harizm üzerine gerçekleştirdikleri sefer sonucunda zafer kazanmış ve daha önce kendilerine baskında bulunan Şah Melik’i mağlûp ve esir etmişlerdir. Bunun yanında Tuğrul Bey, bu zaferden sonra Altuncan Hatun [16]ile evlenmiştir. Altuncan Hatun vefatına kadar, Tuğrul Bey’e ve Selçuklulara tam bir bağlılıkla kalacaktır. Gazneli Mesûd’un vefatından sonra yaşanan taht mücadelesinin ardından Gazneli tahtına oğlu Mevdûd geçti. Sultan Mevdûd; tahta çıktığı andan, vefatına (1048) kadar olan süreçte Horasan’ı geri alma düşüncesini canlı tutmuş ve bunun için mücadele vermiştir. Çağrı Bey de Horasan’ı elinde tutmak adına yoğun bir mücadelede bulunmuştur. Bu mücadelede Çağrı Bey’e en büyük desteği veren kişi, Dandanakan Meydan Muharebesi sırasında henüz 11 yaşında olan oğlu Alp Arslan [17]olmuştur. Çağrı Bey’in diğer oğulları ise, devletin farklı bölgelerinde faaliyet göstermiştir.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(21)
Dandanakan’da gerçekleşen savaş sırasında 370 Gazne saray gulâmının Gazne ordusundan ayrılıp Selçuklu tarafına geçmesi, zaten bitkin ve morali bozuk olan Gazne ordusunun tamamen dağılmasına sebep olmuştur. Bu sırada Karahanlı şehzadesi Börü Tegin ile Gazneli askeri yetkililerinden Emir Yusuf, Hacib Ali Karib, Gazi, Eryaruk ve Gazneli valilerinden Arslan Cazib’in oğlu Süleyman; Selçuklu saflarında Tuğrul Bey, Çağrı Bey ve Mûsâ Yabgu ile birlikte savaşmaktaydı. 23 Mayıs 1040 tarihinde gerçekleşen Dandanakan Meydan Muharebesi’nde Selçuklular büyük bir zafer kazanmış (Savaşın gelişimini, savaş sırasında yaşananları ve sonrasındaki süreci başka bir yazımızda, geniş bir şekilde aktaracağız.), Sultan Mesûd ise elinde kalan birlikler ile Gazne’ye kaçmak zorunda kalmıştır. Zafer kazanan Selçuklular, civardaki bütün devletlere ayrı ayrı zafernâmeler yollamışlar ve aynı zamanda Abbâsî halîfesi Kâim’e bağlılıklarını bildirerek adaleti sağlayacaklarına dair söz vermişlerdir. Savaşı kaybeden Sultan Mesûd ise, sadece savaşı kaybetmekle kalmadı. Hindistan’a kaçmasını gerektirecek bir isyan sırasında bir kısım askerin müdahalesiyle tahttan indirilerek öldürüldü.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(20)
Sultan Mesûd’un emrindeki hantal Gazne ordusunu yıpratmak için vur-kaç taktiği uygulayarak onları olabildiğince kuzeye çekmeye çalışan Selçuklu birlikleri, bu amaçlarına ulaşmıştı. Selçuklular, Merv yakınlarındaki Dandanakan kalesinin önüne geldiklerinde karşılarında bitkin, yıpranmış ve morali bozuk bir Gazne ordusu bulmuştu, “Horasan askerleri üç yıldan beri seferdeydiler. Suya yakın bir yerde konaklayan askerler, sıcaktan kavrulmuş haldeydiler. Akılları başlarından gitmişti.” [14] 
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.