Çevremde okuyana rastlamadım.Zaten kitapla ilgili ilk incelemeyi de yazıyor olmanın mutluluğu ve haklı gururu var üzerimde.Kimsenin bilmediği bir kitap ama Mehmet Kaplan'ın çok başarılı bir aşk kitabı kabul ettiği,Selim İleri'nin aşkı Marksist yanıyla böylesine anlatan bir kitap piyasada daha yok dediği,Ahmet Haşim'in ve Tevfik Fikret'in taze üslup diye nitelendirdiği bir yazar Suat Derviş.Kitaptaki karakterimiz Celile.Aşk,tutku,zenginlerin dünyası,geçmişe bağımlı kalıp günümüz dünyasına gozlerini kapama vs.Muhakkak tercih edilmeli diye düşünüyorum.
Selim İleri’nin okuduğum, daha doğrusu okumaya çalıştığım ve ne yazık ki muvaffak olamadığım, ilk kitabı oldu. Kitap 5 öyküden oluşuyor, öyküler karışık ve alakasız cümlelerle, birbirinden kopuk konularla başlayıp yazarın ben ile başlayan cümleleriyle devam ediyor. Sürekli eserlerine yeteri değerin verilmediğinden, yalnızlığından ve eski popülerliliğinden bahsedip, şimdi diğer yazarların dahi kendi fikirlerini ciddiye almamalarından dem vuruyor. Daha çok karamsar bir otobiyografi şeklinde yazılmış öykülerin her birini en fazla ortasına kadar okuyabildim. En azından İleri kitaplarına yeni başlayanlar için bir başlangıç kitabı olarak tavsiye etmem, tek başına ele alındığında ise vasatın altında bir eser olduğunu, bu şahsi düşüncem, söyleyebilirim. Belki ileride yazara bir şans daha verip yazarlığının parlak zamanlarında yazdığı bir kitabı okuyabilirim. Ama ilk kitap hezimetinden sonra okuyacak ve zaman ayıracak nice kaliteli kitap ve başarılı yazar varken bu şans verme işi bayağı bir sürebilir.
Yine de okuyacak olanlara iyi okumalar. :)
“Artık kendimle yaşayamıyordum. Birden çok çarpıcı bir şey fark ettim. Peki, ben kendimle yaşayamıyorsam, kendiyle yaşayamayan bu içimdeki kim? Peki “kendi” dediğim şey kim?” Bu soruları kendine sorduğunda hayatından tam 29 yıl geçmiş, derin bir depresyonun içinde intihar etmek üzereyken, bu güne kadar acı içinde ve pişmanlıkla yaşamasına sebep