"Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum."
Bana gözlerini gönderme mektuplarında can,
Mavilere alışık değilim ben.
Yıllar var ki siyah bir yalnızlık büyür şiirlerimde.
Her şeyim karadır benim, kaderim gibi.
Kaç mevsim ki, zifir bir gece uzar gider;
Hiç sabah olmaz gözlerimde…
Bana gülüşlerini gönderme mektuplarında can,
Yıllar var ki, bu kalem sevinçleri hiç yazmadı.
Gamzelerini anlatamam
Hayatımda okuduğum en güzel romanlardandı. Afganistan da çocuk olmak gerçekten de çok kötü bir şey .Daha önceden " Bin Muhteşem Güneş" kitabını da okumuştum ondan da bu romanda olduğu kadar çok etkilenmiştim ve oradada Afganistan da kadın ve çocuk olmak çok zordu. Yazar bize kendi doğduğu ülkeyi her kitabında çok iyi anlatıyor ama bu kitapta bir başka anlatmış cidden diğerleri kötü demiyorum ama cidden Uçurtma Avcısı bir başka gerçekten.
Bana kitapta pek çok söz anlamlı geldi.Çoğu zaman gözyaşlarıma hakim olamadım. Çoğu kez empati yaptım ,düşünün empatisi bile insanın canını yakıyor oradaki acıların bir de gerçekten yerinde olmak insana acıdan başka hiçbir şey vermiyor. Alıntımın sonuna en çok etkilendim sözü bırakacam.Ama ondan önce bir şey daha söyleyeyim.Kesinlikle okunulması gereken bir kitap, çok akıcı inanın ki benim çok hoşuma gitti.Sonuna kadar tavsiye ederim.
"Afganistan da çocuk çok ama çocukluk yok..."