"Şu kadınlar ne garip mahkumlar.Duygusal durumları ne çabuk değişebiliyor. Küçüçük şeylerden nasıl da hemen etkileniveriyorlar. Bir anda dünyanın en mutsuz en kederli, en suçlu insanı iken, nasıl da kolayca gökyüzünün en üst katına çıkabiliyorlar.Sevgileri, tutkuları uğruna neleri göze alabiliyorlar.Onlar için yaşamın temel şartı sevilmek. Aşk'la Tutku'yla sonsuza kadar sevilmek ve asla vazgeçilmemek. Her şeyi affedebilirler ama sevilmemeyi asla."
"Lale o güne kadar hayatını bu derslerin gereklerini yerine getirmeye çalışarak yaşamıştı: "Özenli ol Lale, küçük şeyleri
hatırlarsan büyük șeyler kendiliğinden hallolur." Annesinin tatlı sesi kulaklarında çınlıyordu."