Bence bu kitap bir sonuç değil, bir süreç. Kitapta bir hikaye, bir olay örgüsü, olaylarla ilgili bağlantı, bir kurgu arayarak, olayları anlamaya çalışarak okudum. Ancak bir türlü, okuduğum hiçbir şey hiçbir şeye bağlanmıyor, her şey yarım, pek çok şey havada kalıyordu. Ama kitabın artık sonuna gelmeye başladığımda, hiçbir şeye doğru gitmeyeceğini, bir sonuca bağlanmayacağını anladım. Boş yere şişirilmiş bir kitap mı? Bir süre onu düşündüm. Ancak aradan bir kaç hafta geçtikten sonra kitabın etkisi bende hala devam ediyordu. Öyle ki, kitabı, ruhum ve beynim sindirmeye başlayınca, kitaba başlarkenki beklentilerimden kurtulduğumu ve kitabı gerçekten anlayama başladığımı fark ettim.
Bence bu kitabı okuyacaksanız, hiçbir beklentiniz olmasın. Kahramanların hayatlarından ve düşüncelerinden kesitler, parça parça, ve iç içe geçmiş şekilde, o kadar güzel bir şekilde aktarılıyor ki, aslında, şimdi dönüp baktığımda, kitabı, yeni baştan, ama bu sefer hiçbir şey beklemeden, ama her kelimenin, her cümlenin tadını çıkara çıkara okumak istiyorum. Kitaptan epey alıntı paylaştım, ama bence, kitabın her bir cümlesi alıntı olabilecek nitelikte, kitabın tamamı alıntı olabilir. Bu sebeple, alıntılamadıklarıma haksızlık ettiğim duygusu da oluştu bende.
Belki, beklediğiniz türden bir inceleme olmadı, belki ben kitabı hiç anlayamadım. Belki bu incelemeyi hiç yazmamalıydın, zaten yazdığım ilk inceleme, ama, kitap, beni buna itti. Benim gibiler için, duygularımı paylaşmak istedim, keyifli okumalar:)