Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.
Okumayın, okutmayın. Bu kadar gereksiz uzun ve hiçbir şeyin doğru dürüst bir yere bağlanmadığı bir kitap. Bence sadece piyasa olsun, başlığıyla ilgi çeksin diye yazılmış bir roman. Herhalde sonunda çok acayip şeyler olacak diye inatla sonuna kadar okudum ama şaşırmadım. Muarakami’nin daha önce iki kitabını okumuştum: “Koşmasaydım Yazamazdım” gayet
işkenceden geliyorum
çığlık çığlığa üstüm başım
değemem dudağımı dudağına
elektrik kokuyor ağzım
kelimelerim birbirini vurur
gözlerim yanar ağlarsam
dalga dalga uçardı saçlarım
ben de koşardım bir zaman
sen şimdi burnunun dikine gidiyorsun
git bakalım
palton yok öfken yok ayakkabının altı delik
titre bakalım
evine kömür alamadın çocuğunu okuldan aldın
al bakalım
seçimden seçime oyunu ona buna veriyorsun
ver bakalım
ne öteki dünyadan kestin umudunu ne piyangodan
camiye gitmeyi ihmal etmezsin cuma namazını kaçırmadan
kore'ye de gittin yine gidersin gözünü kırpmadan
kendi ülkende kendin için greve gidemezsin ama
ve elinde olsa ilk sen çekersin beni ipin ucuna
hiç şaşmam
kardeşler
sevdiğinizi bir elmanın yarısı olup sevmediyseniz
seveceksiniz
kalbinizin denizleri birbirinin yatağına gürültüyle girmediyse
girecek
binmediyse şimşek çakımlarına gökfırtınalar
binecek
ve bu aptal bu yaşlı bu koskoca dünyamız
gerçek dişlerini süren bir çocuk gibi
gülmediyse bugüne kadar
gülecek
göreceksiniz