Kuzgun
KUZGUN Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan, Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden, Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan; "Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan, Başka kim gelir bu zaman?" Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık
İnsanlar mıdır bizi yaralayan? Yoksa fazla güvenmek midir? Bu kadar canımızı yakan.. Herkes kırgın, Herkes kızgın, Herkes şikayetçi, Ama yok ki kalpleri onarmaya çalışan.. Ben görüyorum tüm kırık kalpleri, İyileştirmeye çalıştıkça kendimi, Yaralınıyo insanlar tarafından, Ruhumun her zerresi. Her şeye rağmen dur ayakta güzel kız! Görmemeliler düştüğünü! Ağlasan bile fark etmesin kimse! Yıkamasınlar seni daha fazla! Veremesinler zarar sana! Herkese inat gülümse, En kötü gününde bile. Kahkahalarınla çıldırt insanları, Ama görmesinler tek göz yaşını.
Reklam
Kendi paylaşımımı beğenene kadar bile yanında mavi aşık yanıyor. Sevgili
1000Kitap
1000Kitap
ben zaten okuyup yazıyorum, yazarken de okuyorum. Kendimi takip kısmında gösterip neden beni sürekli birikmiş gönderilerime beğeni atmaya zorluyorsun. Beğenmesem zaten paylaşmam. O beğeni yapana ya da bakana kadar yanan mavi ışıkla , 20 gönderi gibi şeylerle strese sokuyorsun bizi. 🤭Bir sürü kitap almışım da okumamışım gibi hissediyorum şu an 🤦‍♀️ Akışı düzeltsen yeterdi kiii , denk geldiğimizi okurduk işte 🤷🏻‍♀️🦋
Beni yazıyor karanlık! İşte, tutsaklığım müebbet Duvarlarını örmüş soğukluğu yalnızlığın Bugün dündür dün çoktandır gelmeyen bir karanlık Bir sezgi, bir dua, tükenişin çoğaltısı Birin yarısı, hiç olmanın eldesiz payı, paysız kaygısı. İçimde gezinme. Boşluğun adresi, ıssız bir geçit Bir patika arama hiç yolsuzum, unut benim unutkanlık! İçimde ömürlük bir ceza, dilsizliğim cefamdır. Sen! Hayat sen ipime düşmüş bir can ben darağacınım! Zulümdü gördüğüm sense pelte bir yalan. Sığamadın bir avuç kan denizine soluk olamadın işte! Adı şair konmuş volkansı ateş kaynayan Soğuk, donduran ışıksız bir dünyanın adına. Biçim yok hislerde ölümse yokluk değil, içim nerede? Kimdeyim hangi cehennem sorgusunda eceldeyim! Yaşıyorum bir ceviz dalında acısındayım yeşil kozasında. Gölgesin de şekil alıyorum beyaz bir goncanın İnci dökmüş tane tane bulutların cana vuran Can özüme düşmüş canına yanıyorum Hayat arıyorum, manada sezgide iz sürüyorum Çaresizim, tükendim. Çoğul değil birlerdeyim, bir değil yarım oldum Her şeyde var her yerde bir anlam bulamadan Ben olduğum hiç olduğum yok olduğum karanlık. İşte o ben, ben bir hiçim.
İyilik yapan kazanır /okuyunuz lütfen
Dün istifa edip işi bıraktım. Benim maaşım iyiydi ama işyerinde ki başka birisi için yapılan haksızlığa dayanamamıştım. Yeni evde almıştık. Bir dünya borç yapmıştık. Şimdi aynı maaşlı iş bulmam da zor olacak galiba. Bugün bir şirkete form doldurmuştum ama... 50 kişi başvurmuş beni mi alacaklar diye aklımdan geçirdim. Hiç umutlu değildim. Eve
“ADALETİN ilk adım seslerini duyduğumuz bi yıl olsun”
"KİMSİN SEN ?" 13 yaşındaydım sanırım okuduğum "Sofie'nin Dünyası" romanında böyle bir not buluyordu posta kutusunda. Bu cümle beni öyle bir etkilemişti ki, o zamanlar tuttuğum günlüklerimde, sıklıkla kendime sormuştum bu soruyu. Bir aydır yine durmadan dolanmaya başladı bu cümle, kafamda. Dinliyorum cevaplarımı.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.