“Anne babamızla ilişkimizi iyileştirme süreci genellikle içsel bir resim ile başlamaktadır.
Bazen dış dünyada bir adım atmadan önce iç dünyamızda bir adım atmamız gerekir.”
Son yapılan bilimsel araştırmalar travmaların etkilerinin bir nesilden diğer nesile geçebileceğini aktarmaya başladı.Bu Miras bilinen adıyla kalıtsal aile travmalarının konusunu oluşturuyor.Ortaya çıkan kanıtlar sistemin gerçekliğini doğruluyor.Kalıtımsal zincirde yer alan acı her zaman kendi kendine sona ermeyebilir ya da zamanla azalmayabilir asıl travmayı yaşayan kişi ölmüş,hikayesinin üstü örtülmüş ve yıllar içinde saklı kalmış olsa bile,hayat tecrübesine ilişkin parçalar anılar ve hisler yaşamaya devam edebilir.Adeta şu an yaşayan kişilerin zihinlerinde ve bedenlerinde çözüm bulmak için geçmişten günümüze uzanır.
“Yirmi otuz sene sonra yaşın kemal’e erecek.
O zaman nasıl biri olacaksın?
Hangi düşüncede olacaksın?
Dindar takva ehli birisi mi?
Yoksa gafil bir ehli dünya mı?
Bunu anlamanın bir yolu olsa öğrenmeyi çok isterdin değil mi?
Ben sana 20 sene sonra hayatta olursan kim olacağını söyleyeyim.
İzlediğin dizilerin,okuduğun kitapların,
görüştüğün arkadaşların ortalaması olacaksın.
Şu anda karar veriyorsun buna.
Kitaplarını seç,izlediklerini seç,
arkadaşlarını seç hepsi bu!
“Eğer sen bir Allah var deyip yok gibi yaşıyorsan, günde beş defa seni huzuruna Çağıran Rabbini hiçe sayıp boş bahanelerle O’nun emrettiği namazı terk edebiliyorsan acaba ölüm anında kim sana yardım edecek?
Ömrün boyunca peşinden koştuğu dünya mallarımı?
Geceli gündüzlü oynadığın bilgisayar oyunlarımı?
O çok sevdiğin asla vazgeçmem dediğin haram sevdaların mı?
Faiz bulaştıdığın evin,araban,paraların mı?
Yoksa ömrün boyu peşinden koştuğun makam, rütbe diplomaların mı?
Son nefes düşündüğün kadar uzak değil.”