Sercan

Karanlıkta mahsur kalmış insanları hayatta tutan yegâne umut. Gece ne kadar uzun olursa olsun, eğer sabırla beklersen sonunda karanlığı parçalayıp seni özgürlüğüne kavuşturacak tek yaşam enerjisi...
Sayfa 100 - PdfKitabı okuyor
Sercan okurunun profil resmi
"İlkel insanların yüzlerce yıl boyunca neden güneşe taptıklarını şimdi çok daha iyi anlıyorum. Çünkü güneş demek, hayat demek Otto. Karanlıkta mahsur kalmış insanları hayatta tutan yegâne umut. Gece ne kadar uzun olursa olsun, eğer sabırla beklersen sonunda karanlığı parçalayıp seni özgürlüğüne kavuşturacak tek yaşam enerjisi..."
Reklam
Bazen içimde kendime karşı bir acıma duygusu beliriyor, ama aklım ayıplıyordu beni. Birisiyle konuşsam, bir şey yapsam, türlü konularda söze karışsam gönlüm başka yerde oluyordu, aklım başka yerde, ve ayıplıyordum kendimi. Dağılan, çözülen bir kitleydim ben. Sanki ben hep böyleydim, böyle de kalacağım: acayip, biçimsiz bir karışım.
Sayfa 79 - EPUBKitabı okudu
Sercan okurunun profil resmi
Anbean kendimi görüyorum; başarısızlığa uğramış tanımsız bir özlem içinde atıl halde duran, çoktan ölmüş, çoktan pörsümüş bir kalbi, şarkı söylemeyi bilememiş bir ruhu, hareketsiz ellerim ve kederli bakışlarımla soğuk toprağa doğru götürürken görüyorum kendimi. ◇
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
Korkunç bir şeydi bu: ne tam diri, ne tam ölü olduğumu hissetmek. Bir canlı cenazeydim artık; ne beni diriler dünyasına bağlayan bir şey vardı, ne de ölümdeki unutmadan, huzurdan yararlandığım.
Sayfa 97 - EPUBKitabı okudu
Sercan okurunun profil resmi
"Ölmeden ölmek zormuş..." ◇
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilmiyorum, odamın duvarlarında nasıl bir zehirli etki var ki, düşüncelerimi zehirliyor.
Sayfa 108 - EPUBKitabı okudu
Sercan okurunun profil resmi
«Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun? Bütün hayatımca bu cam kırıklarını beyin zarımın. üzerinde taşımak ve onları oynatmadan son derece hesaplı düşünmek zorundayım. Bir filimde görüştüm doktor: Senin gibi gene bir doktor olan ve sözüm meclisten dışarı,, delice planlar kuran Frankeştayn adlı biri, büyük bir bilim adamını öldürerek, beynini çalıyordu. Ona karşı koymak isteyen iyi niyetli bir genç adam da Frankeştayn’la mücadele ederken, içinde beynin bulunduğu kavanoz kırılıyor ve cam kırıkları bu üstün beyne batıyordu. Biliyorsun filimlerde böyle iyi niyetli genç adamlar olmasa her şeyin sonu çok kötü biter; üstelik bu işin sonu, iyi niyetli adama rağmen çok kötü bitti: Cam kırıkları hiçbir zaman beynin üzerinden tam manasıyla temizlenemedi; çünkü, beyin zarının zedelenmesinden korkuldu. Bence bu tehlike gözönüne alınmalıydı; fakat o zaman bu, başka bir hikâye olurdu ve biliyorsun ki doktor, ben bütün hikâyelerin başka türlü olmasını isterim aslında. İşte doktor, yukarıda sözü geçen beyindir kafamın içindeki.
Sercan

Sercan

, bir kitabı okumaya başladı
Esir Şehrin Mahpusu
Kemal Tahir
8.5/10 · 3.756 okunma
1.230 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.