Namazı nasıl kılmamız istendi?!.
~•~ Namazdan bahsettikleri bir başka hadis-i şerifi misal alalım. “Namazı benim kıldığım gibi kılınız” Böyle tercüme edilir hep. Yanlış! “Namazı benden gördüğünüz gibi kılınız” Doğrusu bu. Fark nerede, diyeceksiniz. Pek büyük. Namazı onun gibi kılmamızı isteseydi, hiçbirimiz o namazı kılamazdık. ‘Benim gibi kılınız’ da namazın ruhuna ve mânâsına atıf var, ‘Benden gördüğünüz gibi’ de, şekline. Kendisi gibi namaz kılamayacağımızı biliyor; ‘Benim gibi kılın’ dese bize emir olacak, onun gibi kılamadığımızda mesul olacağız. Merhamet edip, benden gördüğünüz şekilde diyor, inceler incesi bir raûfiyet. O’nun ümmetine merhametinin büyüklüğüne delil sadedinde belki de tek başına bu hadis-i şerif kâfidir. ~•~
Namaz kılmayan kendine Müslümanım demesin efendi!..
~•~ On dört asırlık bir mânâ kartopu gibi yuvarlana yuvarlana büyüyecek ve namazsızlık bir çığ gibi düşecekti üzerimize. Nereden biliyorsun demeyin. ~•~
Reklam
~•~ “Dünyayı değiştirmek istiyorsan davranışlarını değiştir, dünyanı değiştirmek istiyorsan kelimelerini…” ~•~
Sayfa 75 - İhsan FazlıoğluKitabı okudu
Kelimeler Elden Gidiyor!..
~•~ Yitip giden her bir kelimeyle beraber, ‘Elest’ten bir rayiha gitti, Akabe’den bir renk, Semerkand’dan bir mânâ, Süleymaniye’den bir levha, Fuzûlî şiirinden ahenk, Hüdâyî nazarından hisse, Itrî duyuşundan zevk gitti. Yitiren değildik biz sadece, kelime kelime biz yittik. ~•~
Bereket Neydi?!.
~•~ Biz nasibin ne olduğunu bilirken matematiğin aklını karıştıracak kadar bereketli kelimelerimiz vardı. İki kere iki sadece çarpım tablosunda dört ederdi o zamanlar. İkiden zekât zevkiyle iki çıkınca sonucun dördün katlarına nasıl olup da bürünebildiğini bereketin Rabbine iman edenlerden başkası bilmezdi. Allah için tamamı infak edilen dördün, kırkın yarısından çok olduğunu bir gök ehli bilirdi, bir de onların dokunuşlarını hissetmek için Kadir gecesini beklemesi gerekmeyen, ömrüne bereket olası cömert gönüller. ~•~
Kullandığımız kelimeler hayatımıza yön verir!..
~•~ ‘Îsâr’ dilimizde varsa, kendisi muhtaçken kardeşinin derdini gören gönül sahipleri de aramızda var; dudaklarımız ‘îsâr’ı unutunca, her şeyimiz fazlasıyla var olsa da muhtaçların hâlini görmeye bile gönlümüzün tahammülü yok. ~•~
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.