Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
SaYe
SaYe
@sevimlikitaplar
Instagram.com/sevimlikitaplar
"İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn"
Universite
208 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kadınlar... Yaşamın güzelliklerinin teğet geçtiği, ilişmediği kadınlar... Dertlerini, acılarını, yalnızlıklarını çorba tencerelerinde kaynatan, aynı sofraya oturdukları insanlarına yabancı, ruhlarını kat kat battaniyeler altında ısıtamayan kadınlar... Karanlık indiğinde yeryüzüne, gündelik yaşamın sıradanlığı, telaşı, içlerini yakan hüzünle yer değiştirdiğinde, ellerinin karasını bir ağacın kalbine üfleyen ve ağaçlardan sayısız kez anneliği öğrenen kadınların yaşam öyküleri...
Yine kadın olmak üzerine şahane öykülerin yer aldığı bir kitap okudum. Münevver Gökkaya'dan Çiçekten Kadınlar. Lale, Menekşe, Papatya, Güldane, Akasya, Yasemin, Manolya ve Sümbül. Ait olmadıkları yerde açmayan, narin bedenlerini nice yağmura, fırtınaya karşı korumaya çalışırken ruhlarını tutsak bırakan, hoyrat ellerde zamansız koparılırken her şeye ve herkese inat güçlü, kararlı bir duruşla her baharı, her güneşi kucaklayabilen çiçek gibi kadınlar. Bitti dedikleri yerde hayatı yeniden başlatan, gömüldükleri mezarlardan yeni bir filizle yeniden ayağa kalkan ve güneşe uzanan kollarıyla yeniden sarıp sarmalanan bu çiçekten kadınların öykülerini okumanız gönülden tavsiyemdir.
#kötülüğünbedeli sıcak, samimi bir dille yazılmış naif bir roman. Daha önce #direnç adlı eseriyle tanıştığım yazarın okuduğum ikinci kitabı.
Şehirden uzak, kırsallarda, köylerde, kasabalarda geçen; yakın insan ilişkilerinin, komşuluğun, yardımlaşmanın, biraradalığın verdiği sıcaklığı okura geçiren hikâyeleri seviyorum. Belki özlediğimiz duygulardan, belki şehir hayatının insana kattığı yalnızlıktan, belki de yorgunluktan...
Hikâye insan nefsi ve zaaflarının kişiyi ittiği karanlığın etrafında dönüyor. 'Insanın kendine yaptığı kötülüğü bütün dünya biraraya toplansa yapamaz' ın somut bir örneği kitap. Meraklısına tavsiyemdir.
#kötülüğünbedeli #muhammedçekiç #ikinciadamyayınları #türkedebiyatı #kitap #roman #kitaptavsiyesi #kitapönerisi #okudumbitti #birdahaoku #instakitapyorumu #kitapokufotoğrafçek
Tekdüze bir hayatı, mutsuz bir evliliği, her şeyden cok sevdiği bir işi olan Ivan Ilyic'in ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla altüst olan zihni, okurun elinde adeta şekilleniyor ve kendinizi Ilyic'in düşünce dünyasında, zihninin karanlık köşelerinde gezinirken buluyorsunuz.
Insana yaşamı ve ölümü sorgulatan; zihinsel, psikolojik ve felsefi yönden güçlü ve zengin bir eser. Tolstoy, daha ne söylenir... okuyunuz efendim.
Okur Takip Önerileri
"Âşıklara yer yok! Âşıklar bu dünyada bir yere sığmazlar."
Hayranı olduğum Tarık Tufan kaleminden yeni bir aşk ve bağlılık hikayesi ile geldim. Yazarın hemen hemen her kitabını okumuş olmam hasebiyle bir iki noktaya değinmek istiyorum.
Öncelikle bu kitabı diğerlerinden ayıran farklı bir kurgusu var. Hayal/rüya/gerçeklik/kopuş ekseninde
En sevdiğim yazarlardan birinin en sevdiğim kitabı oldu Önceki Çağın Akşamüstü. Muhteşem kurgusu, sürükleyici olay örgüsü, karakterleri ve mekânları ile gönlüme taht kurdu diyebilirim. Her şeyden önce yazarın kelime dağarcığı çok geniş. Öyle güzel cümleleri var ki okurken hayran olmamak elde değil. Türkçeyi çok güzel kullanıyor, dile çok hâkim.
Okuduğum ilk kitabı olan Ferahlık Anına Övgü ile tanıştım yazarla ve çok sevmiştim o kitabını da. Ancak bu kitap benim için ondan bir tık önde geldi sanki.
Eğer henüz tanışmadıysanız ve merak ederseniz bu iki kitaptan birini öneririm, gönülden tavsiyedir efendim.
Işık ve aşkla...
Hakikat illa ki sefaletin olduğu yerde değildir. Başkalarının felaketlerini paylaşma çabasında hep oturmamış bir şeyler, hep bir iğretilik olduğunu düşünüyordum.
Aşkınızın yoğunlaşıp serpilmesinin onun nesnesinin ortalıkta gözükmediği anların bir hediyesi olması garip. böylece gerçek, hayal dünyanızın içinde kolaylıkla çözülmeye başlar. göz önünde olmayan her zaman hayal ülkesine komşudur.
#öncekiçağınakşamüstü #ömeroyal #yapıkrediyayınları #edebiyat #roman #kitap #kitaptavsiyesi #instakitapyorumu #okudumbitti #kitapokufotoğrafçek
Yine yeni çıkan kitaplardan biriyle geldim. Muhammed Çekiç'ten Direnç.
Yaşlı bir adamın, haftasonu biraraya geldiği çocuklarıyla geçmişte yazdığı hikâyeyi paylaşması bizi de geçmişe, bambaşka bir dünyaya alıp götürüyor. Öyle ki köylü halkın kanını emen zalim ağalar, ağalara isyan edip dağlara çıkan erkekler, tacize eziyete zulme direnen kadınlar...
Hızlıca, soluksuz okuduğum bir roman oldu. Yazarın dilini, kalemini gayet başarılı buldum. Akıcı ve sürükleyici bir dille yazılmış dikkat çeken bir kurgu. Eski türk edebiyatı tadını sevenler için keyifli bir okuma yolculuğu olacaktır.
Işık ve aşkla...
#direnç #roman #kitap #kitaptavsiyesi #türkedebiyatı #okudumbitti #sendeoku #kitapokufotoğrafçek #birdahaoku #kimneokudu #instakitapyorumu
"Ilk cinayetini doğduğunda işledi Sevilay; doğmak onun elinde değildi, doğmamak da öyle."
Cümlesi ile başlayan kitabın beni nasıl bir kör kuyuya çekeceğini az çok tahmin ederek okudum. Öncelikle yazarını tebrik etmek istiyorum; insan ilişkilerine, özellikle kadın-erkek ilişkisi bağlamında derin bir perspektiften bakarak; dost olmak, aile olmak, eş olmak, ebeveyn olmak, evlat olmak üzerine muhteşem tespitler yaparak başarılı bir kurgu oluşturmuş ve karakterlerin, hem de her birinin hissiyatını en can alıcı şekilde okura geçirmeyi başardığı çok çok derin bir kitap yazmış. Herkesin mutlu olmak için farklı seçenekleri varken, hepsini, her şeyi hiçe sayıp kör bir tutkuyla tek bir şeyi takıntı/saplantı haline getirmenin ve kendisi dahil etrafındaki herkese acı çektirmenin yol açtığı kader kırılmaları...
Içim sızlayarak okudum; her bir karakterin yerine kendimi koyarak, 'ben olsam ne yapardım ya da ne yapmazdım' ikilemleriyle her bir karaktere ayrı ayrı hak vererek ve anlayarak, sonunu merak ede ede okuduğum sürpriz bir kitap oldu benim için.
Iç dünyama yeterince dokundu diyebilirim. Iki günde okudum ve iki gündür hâlâ karakterleri/olayları düşünüyorum. Derin izler bırakan kitapları sevmem bundan...
Kitaplığımın "kalbime dokunan kitaplar" rafına aldım.
Işık ve aşkla...
#kitap #kitaptavsiyesi #tavsiyekitap #körkuyu #ilkerbalkan #kanonkitap #okudumbitti #birdahaoku #kitapokufotoğrafçek #instakitapyorumu #edebiyat #roman #aşk
ZİHNİNİ SUSTUR.
GERÇEK DÜNYAYA ADIM AT.
Gönül kitaplarım diye tanımladığım türden bir kitapla geldim. Ruhuma ince ince huzur veren, okurken dünyadan alıp sonsuzluğa, sonsuz olana götüren, her bir satırıyla maneviyata yöneltip kapı kapı daha içe, en içe, öze dönmeyi sağlayan; hepsinden önemlisi bir mum gibi aniden farkındalık yaratıp kalbi aydınlatan bir kitap. Sadece yolda olan için değil, hatta belki, daha çok yolu arayan için rehber niteliğinde; iç sıkıntısından, boşluk hissinden şikayet eden herkese gönülden tavsiye edeceğim bir kitap. Başucu kitabı olmaya aday, ama bir o kadar iddiasız ve naif.
Yazarını kutluyorum, bu kitabı yazmak nasip edilmiş. Uyanmış zihni ile kalbine ilham edilenleri bizimle paylaştığı için teşekkürler. Yolu hep aydınlık olsun...
Işık ve aşkla...
Livaneli kaleminden yine şahane bir kitap okudum: Kaplanın Sırtında.
Osmanlının bir çok açıdan en ilgi çeken dönemi ve o dönem padişahı II.Abdulhamit' in otuzüç yıllık saltanatı sonunda tahttan indirildikten sonraki Selanik sürgün yıllarını okuyoruz. Sadece o da değil, Osmanlının son yıllarını da... Sürgün yılları boyunca özel aile doktorluğunu yapmış Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in gizlice tuttuğu günlüklerden yola çıkarak oluşturulmuş şahane bir kurgu.
Ben daha çok yaşlı bir adamın hastalıklarla geçen son yıllarında yaşadığı iç hesaplaşmalar, korkular, vicdanı sorumluluklar çerçevesinde değerlendirdim kitabı. Yani daha çok insanî boyutta bir yaşamöyküsü niteliğinde. Bence türk edebiyatının ihtiyaç duyduğu bir kitapmış, okumadan bilinemeyen. Iyi ki yazılmış. Sultan olan Abdülhamid' in değil de insan olan Abdülhamid' in perspektifinden bakarsanız orada çok daha derin gerçekler göreceksiniz ve belki de empati yapabileceksiniz.
Tabi ki çok çok severek okudum. Çünkü Livaneli, çünkü Livaneli ne yazsa okurum. Gönülden tavsiyemdir
"Suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir: suları yarıp geçme yolunu." S. Karakoç
Yeni çıkan kitaplardan biriyle geldim. Yine bir ilk roman. Ömer Aslanhan'dan Ufuktaki Güneş.
Hikâye bir arama yolculuğu. Acının dehlizlerinden çıkmaya çabalama hikayesi. Dibe vurma, fark etme ve arayış...
Kahramanımız, babasının yaşattığı acılar daha fazla dayanamayacağı noktaya geldiğinde bir yolculuğa çıkıyor ve hikayesi burada başlıyor. Yine kendimi yakın hissettiğim, severek okuduğum kitaplardan biri oldu. Kendi yola çıkış hikâyemi ve yolculuğumu hatırladım.
Kurgu ve yazarın anlatımı iyi olmasına rağmen kitabın iyi bir editör denetiminden geçmemiş olması, yazım ve imlâ hatalarıyla, zaman ve anlam kaymaları ile dolu olması okumayı zorlaştıran sebeplerden biriydi. Dil bilgisine hakim bir okur olarak bu beni epey zorladı diyebilirim. Eğer kitap yeni baskıya giderse dilerim bu hatalar düzeltilmiş olarak yayımlanır.
Hayatta bir duruşu olan, ailesini her şeyin üstünde tutan, onurlu ve şerefli bir hayat sürme çabasındaki Hulusi Bey' in doğunun bir sınır köyüne atanması(sürülmesiyle) yle başlayan yeni yolculuğunda ona eşlik ediyoruz. Fedakâr eşi Necla, tek başına tutunma çabasındaki kızı Melis ve kimselere benzemeyen kendi yolunu çizen oğlu Devrim'le birlikte yine de yalnız bir adam olan Hulusi Bey'in doğru olanı yapma ve gerçekleri ortaya çıkarma çabası başlarına olmadık işler açsa da dürüst bir insan için onurlu yaşamak her şeyin üstünde geldiğinden, çok kişi için 'adam sen dee...' mantığıyla asla bir yere oturtamayacakları bir yaşam kesiti bu. Ben çok severek ve hak vererek okudum.
Kurgu son derece akıcı ve tertemiz bir türkçeyle yazılmış (yazarın edebiyatçı olduğu anlaşılıyor cümle aralarında) hareketli ve hız kesmeden okunabilen bir kitap. Ilk kitap #aşkyetmez daha çok karakterlerin psikolojik analizlerine yer verirken bu kitap doğa tasvirlerine yoğunlaşmış daha çok. O köy yollarında, yaylalarda, tepelerde geziyorsunuz bol bol ve o temiz havayı çekiyorsunuz sanki içinize. Bu yönüyle de rahatlatıcı bir yanı var kitabın.
Ben çok severek okudum, tekrara düşmeyen yazarların her bir kitabı ayrı keyif veriyor okurken. Üçüncü kitabı elbette merakla bekliyorum. Emeğinize sağlık sayın hocam
Işık ve aşkla...
Tarık Tufan'dan insanın iç âlemine bir derin bakış... çocukluk yıllarının, acıların, ayrılıkların, kayıpların, özleyişlerin, bekleyişlerin, vazgeçişlerin bıraktığı tortunun insan kalbinden damıtılmış ve kağıda dökülmüş halleri...
Her bir tümcesi kıymetli ve saklanmalı derinde.
Işık ve aşkla...
Seni görmem gerekiyor anne…
Önce ellerimi tut.
Bahadır Yenişehirlioğlu kalemiyle yeni tanıştığım bir yazar. Özgün bir üslûbu var. Tarihî/ tasavvufî bir kurgu olan Derviş, kendisinin masalsı anlatımıyla akıp giden bir forma dönüşmüş. Türü zaten çok severim ki bu kitap da en kiymetlilerimin arasında yerini aldı çoktan.
Osmanlı'nın Ekber-i Erşad kanunu gereği Fatih'ten sonra tahta çıkan agabeyi Beyazıd'a isyan eden/savaş açan ve akabinde Memlûkler'e sığınarak esaretle, sürgünlerle, acılarla geçecek çileli bir ömrün ilk adımlarını atan Cem Sultan'ın hikayesini Hızır' ın tasavvufî hikayesiyle birleştiren kurgunun kilidi ise bence Derviş'ti. Peki Derviş hakikatte kimdi?
Çok çok severek okudum. Özellikle tarihi/tasavvufî kurgu seven okura öneririm.
Işık ve aşkla...
Görecek gözü olmayanlar için bazı şeyleri açıklamanın bir manası olmayabilir. Zaten onlar gördükleriyle sınanırlar.
#derviş #bahadıryenişehirlioğlu #tarih #tasavvuf #hızır #cemsultan #beyazıd #rodosşövalyeleri #sürgün #hakikat #sır #ölüm #tarihikurgu #roman #kitap #okudumbitti #kitaptavsiyesi #sendeoku #kitapokufotoğrafcek #timaşyayınları
Kitaplığımda aylardır bekleyen ve neden beklettiğimi bilmediğim bu muhteşem kitabı nihayet okuyabildim: Kurt Seyit&Shura. Kitabın tabii ki en sevdiğim yanı tarihî kurgu olmasıydı. Özellikle dönem kitaplarının okumayı en sevdiğim dönemi olan I.Dünya Savaşı yıllarında geçiyor olması beni kitaba en çok çeken özellik oldu.
Çarlık Rusyasının görkemli yıllarından Bolşevik İhtilali'ne, parçalanan ailelerin, savrulan yaşamların Osmanlı'nın son dönemlerine, işgal altındaki İstanbul'a, milli mücadelenin ilk yıllarına, dönemin Pera'sına uzanan geçişini öyle ustalıkla anlatmış ki yazar; bir dönem insanların yaşadığı nice zorluğu, ayrılığı, acıyı, ölümü fillm izler gibi okumak canımı acıtmadı değil.. Kurt Seyit ve Shura'nın savaşın ve imkansızlıkların pençesinde varla yok arası yaşanmış inanılmaz aşk öyküsü, yazarın ruhuna işlemiş olan tüm yakıcılığıyla ve büyülü anlatımıyla okuru da darmadağın ediyor. Lâkin benim için kitap bir aşk öyküsü olmasının çok dışında bir döneme ışık tutan tarihi bir belgesel niteliğinde. Çok çok severek ve çok hissederek okuduğum bir roman oldu. Gönülden tavsiyemdir
Işık ve aşkla...
#kurtseyitveşura #kurtseyitvesura #nerminbezmen #roman #aşk #birincidünyasavaşı #millimücadele #okudumbitti #sendeoku #kitaptavsiyesi #tavsiyekitap #kitapokufotografcek #kimneokudu #kitapönerisi #instakitapyorumu
"İnandığın gibi mi yaşıyorsun, yoksa yaşadığın gibi mi inanıyorsun? “İnandığın gibi yaşa” diye ömrünü bir kuş kanadına asanlar ve ‘var’ denen nesi varsa hepsini feda edenler var. Şükür ki, onlar var. Zira hayat, neyi feda ettiğinle tarif ediliyor."
Yine bütün sokakları huzura açılan bir manevi yol/yolculuk kitabı okudum. "Bütün bir insanlığı omzuma alıp cennete taşımak istiyorum" diyen yüce gönüllü bir insanın, adanmış bir kalbin, Hoca Ahmet Yesevî'nin çağları, coğrafyaları, tüm imkan ve imkansızlıkları aşan hayat öyküsü... iyiki'lerimden oldu. Gönülden tavsiyemdir.
"Beni her ne eylersen eyle, lâkin âşık eyle Allah'ım.."
