Adam "Seni seviyorum," dedi.
Kadın "Biliyorum..." dedi"
"Bu yüzden gitmeliyim..." dedi.
...
Gitti.
...
Bir kadın ve bir adam, kimsenin kimseyi sevmeyeceği nedenlerle birbirini sevdi ve kimsenin kimseyi terk etmeyeceği nedenlerle terk etti.
seni seviyorum demek isterdim
ölesiye bir duyguyla,
taparcasına dil dökmek
ve saçlarım ağarmadan söylemek isterdim
seni sarmak isterdim sonsuzlukla
delicesine sevmek
bir sarhoş gibi adını sayıklamak
ve bağırarak kollarında ölmek isterdim
gülüm...
Yahu kadın !
Ben seni darmadağın seviyorum.
Nedir bu derlitoplu olacağım derdi ?
Saçın dağınıkmış.
Üstün başın berbatmış.
Yüzün, gözlerin yorgunmuş.
Bunlardan bana ne ?
Geceler boyu yüzüme gözüme bulaşan başkası sanki !
Ben seni benim dağınıklığıma karışasın diye sevdim.
Hangi ağacın bir diğerine karışmış kökleri düzgün ki ?
Hangi dağ bir öbürünün hizasında ?
Hangi göl kıvrım kıvrım değil ?
Hangi bulut öyle, onlar kadar dağınık ?
Onlar kadar güzelsin diyorum.
Uzayan gölgem ol,
Karanlığınla bile dokun, yeter diyorum.
... Dinletemiyorum.
"şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum." dedi. "bu eksiklik sana değil, bana ait...bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın. seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... seni istiyorum...içimde müthiş bir arzu var... bir iyi olsam!"
O Mavilik Derdi
Beni uykudan uyandırır uyandırmaz
Dünyanın bütün huyları yüzünde
Ben bunlardan birini seviyorum en çok
Sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa
Tutsam tanelerini
Sevincin gözyaşları derdim buna.