Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seyfullah Altın

"Güçlü olman seni mutlu etmeyebilir. Ama mutlu olman seni güçlendirecektir. " -'T. S. Eliot
Reklam
Marcel Proust der ki, "Gerçek yolculuk yüzlerce ülkeyi aynı gözlerle dolaşmak değil, aynı ülkeyi yüz değişik gözle görebilmektir. " Biz de kaderimize yüzlerce farklı gözle bakabilirsek, çok farklı anlamlara erişebilir, değişik hazinelerle karşı kar­şıya kalabiliriz.
"On derviş bir kilimde uyurken, iki padişah bir dünyaya sığmaz. " Sadi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Kimsenin senin yanında görünmesine güvenme. Karşına geçmesi için bir adım, düşman olması için bir lafın yeter. " Sadi Şirazi
Bir hak dostu eve geldiğinde oğlunu üzgün görür ve sebebini sorar. Oğlu konuşmak istemez. Bu kez hak dostu dışarı çıkar. Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer. Ellerini havaya doğru kaldırıp ulumaya başlar. Oğlu babasının bu haline bakıp gülmeye başlar. Hak Dostu, ''Evladım, gördün mü?" der, "Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve gülümsedin. İşte bütün dertlerin arkasında da Rabbinin olduğunu bil ve O'na güven. "
Reklam
Hal tesellisi
"Halil Cibran ifadesiyle: "Güneşi ve sıcaklığı kabul ediyorsak, yağmuru ve şimşeği de kabullenmeliyiz seve seve ....İsanlar nehirler gibidir, " der Tolstoy ve şunları söyler: "Her nehir bir yerde daralır bir yerde genişler, bazı noktalarda suyun akışı yavaşlar bazı noktalarda hızlanır, bir yerde daha temiz ve daha soğuktur, başka bir yerde ise daha ılık ... İşte insanlar da böyledir. ""
"YAŞADIĞIN YERİ CENNET YAPMAZSAN GİTTİĞİN HER YER CEHENNEMDİR."
"Çıkış Tesellisi " Okyanusta yol alan bir gemi battı . Sadece bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günlerde kendisini kurtarması için Rabbine yalvarıp yakardı. Sonraki günlerde yardım bulurum umuduyla uzaklara bakmaya başladı. Ama ne gelen oldu ne giden. Bin bir emekle rüzgardan, yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyordu. Günler böyle geçiyordu. Yine bir gün balık avlamak için yola koyulmuştu. Döndüğünde ne görsün, tek tutunduğu dal olan tahta kulü­ besi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı. Bu üzüntüyle, Allah'ım bunu bana neden yaptın, diye feryat etti. O geceyi Allahü Teala'ya sitemler ederek üzüntü ve keder içinde geçirdi. Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı. Mutluluktan havalara uçacak gibiydi. Gelenlere "Benim burada olduğumu nasıl anladınız?" diye sordu. Cevap onu hem şa­ şırttı hem de utandırdı: ''Dumanla verdiğin işareti gördük, o işarete göre geldik. " İşte tutunulan son dalın kırılması, ilahi yardımların önündeki son engelin de kalkması manasına gelir kimi zaman.
Derler ya, karanlığın en yoğun olduğu zaman dilimi, aydınlığın da başladığı noktadır, diye. İşte ümitsizliğe sebep olacak ne kadar çok şey varsa, yani ne kadar çıkmaza girmişsek, ne kadar düzelmesi zor duruma düşmüşsek, bir o kadar büyük bir gücü arkamıza almış ve yine bir o kadar büyük fırsatlarla karşı karşıyayız demektir.
160 syf.
·
Puan vermedi
Kutadgu Bilig
Kutadgu BiligYusuf Has Hacip
8.7/10 · 3.525 okunma
Reklam
Virginia Woolf, "Bir hayali öldürmek, bir gerçeği öldürmekten daha zordur" der.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.