Sanatçı için başkaldıran sözcüğünü kullandığımda ihtilalcilik ya da dekanın bürosunu ele geçirmek gibi şeylerden bahsetmiyorum. Bu bambaşka bir mesela. Sanatçılar genellikle kendi iç imgeleri ve hülyalarına dalmış yumuşak huylu insanlardır. Ama tam da bu onları baskıcı bir toplum için korkulu kılar. Çünkü sanatçılar, insanoğlunun süregelen kafa tutma gücünün taşıyıcılarıdır. Kendilerini, Tanrı'nın yaradılışta kaostan biçimi yaratması gibi, kaosun içine ona biçim vermek için gömmeyi severler. Gündelik, duygusuz, alışılageldik olandan hiçbir zaman hazzetmeyerek devamlı yeni dünyalara doğru ileri atılırlar.
Bana bunlar yaramaz
Ben çocukluk çağlarımdan beri
Görülen görünen gösterilen dünyaya
Alışmamak inadında kararlı takımı tuttum
Nefsim asi aklım yorgun şefkatlidir yüreğim
Diğerleri ise kumarbazlar gibi hareket eder, dünyaya karşı muhteşem bir kayıtsızlıkla bütün varlıklarını, bütün varoluşlarını tek bir karta oynarlar, sonsuz kazanır, sonsuz kaybederler.
Her şeytani mizaç, gerçekliği bir yetersizlik sayarak hor görür; onlar, her biri kendi tarzında düzene karşı ayaklanan birer asi, isyancı ve başkaldırıcı olarak kalır