Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

hamiyetc.

hamiyetc.
@seyyahbirdiyetisyen
okur, gezer, yazar, çizer
bursa
11 okur puanı
Ocak 2017 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Yol zamanın bir fonksiyonu değildir. Hız, yolun zamana bölünmüş halidir. İvme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez. Yolda olmak bir hıza sahip olmayı gerektirir. Aksi durum yolda durmaktır. Durmak sıkıcıdır. Yolda durmak yolda olmak anlamına gelmez. Yolda durmak yolda durmak anlamına gelir. Yolun bittiği yerde durulmaz. Ya önce durulur ya durulmaz. Bazen yolun kenarında renksiz duru sular akar. O sularda balık da vardır. Yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak diğeri bej olabilir. Su aktığı yerin rengine bürünmez ama sana öyle gelebilir. Ayrıca yol bitmez. O labirentin duvarıdır. Yol asla bitmez.
Reklam
“ mola” ya da” ara verme”, eve geri dönüşle aynı şey değildir. Dinginlik, yalnızlıkla aynı şey değildir.
Ölü bir kentin Meydanında durup Kırmızı ayakkabıları bağlıyorum… Bana ait değiller, Anneminler, Ona da annesinden kalmış. Bir aile yadigâr gibi elden ele geçmiş Ama yüz kızartıcı mektuplarmışçasına gizlenmişlerdi. Ait oldukları evler ve sokaklarda gizlenmiş Tıpkı Bütün kadınlar gibi…

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peri masalları on sayfa içinde sona erse de, yaşamlarımız daha uzun sürer. Bizler çok ciltli kitap takımlarıyız. Hayatımızın bir bölümü duvara toslayıp yansa da, her zaman bizi bekleyen bir bölüm ve sonra başka bir bölüm daha vardır. Doğrusunu yapmak, hayatlarımızın sahip olmayı hak ettiğimiz şekillerde biçimlendirmek için her zaman daha başka fırsatlarımız olacaktır. Bir başarısızlıktan nefret ederek zamanınızı harcamayın. Başarısızlık, başarıdan daha büyük bir öğretmendir. Dinleyin, öğrenin, devam edin.
Çok farklı güzellik türleriyle dolu olan bir dünyadan daha çok zevk almak, hayattan zevk almaktır. Tüm kadınların buna hakkı vardır. Sadece bir tür güzelliği desteklemek, bir biçimde doğayı yeterince gözlemlememektir. Tek bir ötücü kuş türü, tek bir çam ağacı türü, tek bir kurt türü olamaz. Bir tür bebek, bir tür adam, bir tür kadın olamaz. Bir tür göğüs, bir tür bel, bir tür ten olamaz. 🙅‍♀️
Reklam
Feldenkrais yönteminde, Ayurveda’ da ve diğerlerinde, beden çalışması sistemlerinde, bedenin alışılmıştan farklı olarak, beş değil altı duyuya sahip olduğu düşünülür. Beden, çevresinde olup bitenleri kaydetmek için derisini, derin fasyalarını ve etini kullanır. Rosetta taşı gibi, nasıl okunacağını bilenler için beden, verilen hayatın, alınan hayatın, umulan hayatın, iyileşen hayatın canlı bir kaydıdır. Anlık tepkileri kaydetme, derinden hissetme ve ileriyi duyumsamaya yönelik açık yeteneğinden dolayı ona değer verilir. Beden, çok dilli bir varlıktır. Rengi ve ısısıyla, tanımanın heyecanıyla, sevginin parıltısıyla, acının külüyle, uyarılmanın ateşi ile, inançsızlığın soğukluğu ile konuşur. Kimi zaman iki yana salınarak, kimi zaman titreyerek, kimi zaman küçük adımlar atarak aralıksız süren ufak danslarıyla konuşur. Kalbin hoplamasıyla,şevkin azalmasıyla, kaygılarını bastırmasıyla ve umudun yükselişiyle konuşur. Beden anımsar, kemikler anımsar, eklemler anımsar, hatta küçük parmak anımsar. Bellek, hücrelere resimler ve duygular şeklinde yerleşmiştir. Suyla dolu bir sünger gibi, etin sıkıştırıldığı, burulduğu, hatta ona hafifçe dokunduğu her yerde, bir ana nehir gibi taşarak dışarı çıkar. Bedenin güzelliğini ve değerini bu ihtişamından soyutlamak, bedeni, hak ettiği tini, hak ettiği şekli, sonsuz mutluluk hakkı olmadan yaşamaya zorlamaktır. Güzelliği, günün modasına uymadığı için çirkin ya da kabul edilemez olarak değerlendirmek, vahşi doğaya ait olan doğal neşeyi derinden yaralar.
İlkbahar yaklaşır, yeni hayat hızlanır, yeni bir fırsat, yeni bir deneme mümkün olur. yaratıcı hayatınız için, yalnızlığınız için, olma ve yapma zamanınız için, asıl hayatınız için en önemli şey devam etmek direnmektir çünkü vahşi doğanın vaadi şudur: kıştan sonra, her zaman ilkbahar gelir.
“ Cehalet hiçbir şey bilmemek ve iyinin cazibesine kapılmaktır. Masumiyetse her şeyi bilmek ve yine de iyinin cazibesine kapışmaktır. “
Bir hayat çok fazla kontrollü olduğu zaman, kontrol edilemeyecek kadar az hayat kalır.
Masumiyet, uyudukça yenilenen bir durumdur. Ne yazık ki bir çok kişi onu her gün uyanırken yorganıyla birlikte bir yana fırlatıp atar. Uyanık bir masumiyeti yanımıza almak ve sıcaklık için onu örtünmek daha iyi olurdu. Uyanık bir masumiyete geri dönmek çok fazla zaman istemez; bir tuğlayı şuradan alıp oraya götürmek gibidir, çünkü tinin sizi bulmasına izin vermek için orada öylece durmuş uzun bir süredir beklemektedir. Aradığınız her şeyin de sizi aramakta olduğu; öylece durursanız, sakince oturup beklerseniz onun sizi bulacağı söylenir. O uzun bir süreden beri sizi beklemektedir.
Reklam
“Mesafe bırakmak” yalnızlık için mutlaka geçerli bir ihtiyaç olabilir, ama belkide zamanımızın en popüler “beyaz yalanıdır”. Sıkıntı veren şeyi konuşmak yerine arada “mesafe bırakılır.” Bu, beşinci keredir yinelenen “ev ödevimi köpek yedi” ya da “büyük annem öldü” mazeretinin erişkin versiyonudur.
Sevmek, onunla birlikte kalmak demektir. Fantezi dünyasından çıkıp kalıcı bir sevginin mümkün olduğu; yüz yüze, kemik kemiğe bir adanma sevgisinin mümkün olduğu bir dünyaya girmek demektir. Sevmek, her bir hücreniz “Kaç!” derken, kalmak demektir.
Ölüm ve hayat arketipleri karşıtlıklar olarak değil, bir madalyonun iki yüzü gibi görülmelidir. Doğrudur; tek bir sevgi ilişkisi içinde bir çok son bulunur. Ancak, iki kişi birbirini sevdiğinde yaratılan varlığın güzel katmanlarından birinde bir şekilde hem bir kalp hem de bir nefes vardır. Kalbin bir tarafı boşalırken, öteki tarafı dolar. Bir nefes tükenirken, diğeri başlar.
Bahçenin, hayatla ve ölümle somut bir bağlantısı vardır. Hatta bir bahçenin dinsel boyutları olduğunu dahi söyleyebilirsiniz, çünkü bize derin psikolojik ve tinsel dersler öğretir. Bir bahçenin başına ne gelirse gelsin, ruhun ve psişenin başına da gelebilir: Çok sulanabilir; susuz kalabilir; böceklenebilir; sıcak ya da sel basabilir; fırtına vurabilir; mucizeler görebilir; kuruyabilir; canlanabilir; nimetler verebilir; iyileştirebilir; çiçeklenebilir; cömertlik ve güzellik sunabilir … Bahçe, bir meditasyon uygulamasıdır, bir şey için ölüm vaktinin ne zaman geldiğini görmeyi öğretir. Bahçede, hem meyve verme hem de kuruyup ölme zamanının gelişi görülebilir. Bahçede büyük vahşi doğanın nefes alıp verişine karşı değil, onlarla birlikte hareket edilir. 🌸
Bebekler, simgesel homunkulus, yani küçük hayattır. İnsanlarda gömülü yatan tanrısal şeylerin simgesidir. Özgün benliğin küçük ve parlak tıpkıbasımıdır. Yüzeysel olarak o sadece bir bebektir. Ama aslında daha büyük ruh benliğin bütün bilgeliğini taşıyan küçük bir ruh parçasını temsil eder.
Bize, insanlarla geçinmek için keskin içgörülerimizi bir yana koymamız öğretilmiş olabilir. Ancak, baskıcı şartlar altında sadece nazik olmanın ödülü, çok daha fazla kötü muameleye maruz kalmaktan başka bir şey değildir.
209 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.