Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sezin

“Nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör biri için gökkuşağının renkleri ve sağır biri için kuş sesleri nasıl boşunaysa, yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki düzgün atmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.”
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
“Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır. Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.”
“Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyor.”
Sayfa 237Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“"Zengin olmak marifet değil" derdi Momo'ya, her isteyen zengin olabilir. Birazcık zenginlik için hayatlarını ve ruhlarını satanlara bir baksana ne hale gelmişler! Yok. Ben onlar gibi olmak istemem. Varsın bazen cebimde bir kahve param olmasın. Ama yeter ki hep aynı Gigi kalayım!“”
“İnsanlar kendilerini korkutan şeylere çok daha çabuk inanıyorlar.”
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
“İnsanların zamanına hükmedenin gücü sınırsız olur.”
Sayfa 157Kitabı okudu
"Momo’ nun hiç kimsenin yapamayacağı şekilde başardığı şey dinlemekti. Belki şimdi pek çok kimse, bu da bir şey mi, herkes dinlemesini bilir diyecektir. Oysa hiç de öyle değil. Çok az insan gerçekten iyi bir dinleyicidir."
“Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.”
Sayfa 110 - Kırmızı Kedi, Senin Korkularını Benim İnceliğimiKitabı okudu
“Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte… İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması. Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme; yalnızca gölge vermesi ağaçların. İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş. İki adımından birisi insanın. Sevincin kundakçısı, hüznün arması. Süreğen korkusu inceliğin. Ayrılık, o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.”
Sayfa 110 - Kırmızı Kedi, Senin Korkularını Benim İnceliğimiKitabı okudu
“Özgür olmayan ekmek acıdır. Barış yalnızca karın tokluğu değildir. Sevmek eşit ilişki gerektirir. Susan insan yalan insandır. Korku, hiçbir şeyi çözemez. Emek, karşılığını almazsa belkemiğini yitirir. Geleceği ancak ayağa kalkmış insan kurar…”
Sayfa 125 - Kırmızı Kedi, Emeğin Onur ŞöleniKitabı okudu
Reklam
“Suyu sevmeyen insanın, rüzgârı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir. Yaşlı bir kadının hüznünü duymazsanız, bir genç kızın saçlarında çarpan kalbini nasıl göreceksiniz? Evlere neden pencereler açıldığını düşündünüz mü hiç? Dünya yokmuş gibi yaşamaktan büyük yoksulluk olur mu? Güvenlik duygusu, kasım ayında bir top nergisle çalabileceğiniz bir kapınız olmasıdır; hesabını şaşırdığınız para, çelik kapılar, ömrünüzü değersiz bir nesneye dönüştüren eşyalarınız değil. Kendinize alınıp satılmaz bir armağan verin, gidin bir sabah çayırların türküsünü dinleyin. Tarla kuşlarının şakımasını bilmezseniz, aşkınızı hangi kanatlı sözlerle gökyüzüne yazabilirsiniz? Su içerken suyu düşündünüz mü hiç; yıldızlar gecenize ne katar; güneşle birlikte neler uyanır bir kentin varoşlarında? Şarkıları bin yıldır ölümü ve ayrılığı söyleyen bir ülkede siz gerçekten özgür müsünüz? Birbirinize bu kadar benzemek canınızı sıkmıyor mu? Gelin, hazır yağmurdan bir bahaneniz varken, duvarlarınızdan izin alın bir kerecik, ağaçlar, kuşlar, gün ışığı, rüzgâr ve toprağın o büyük şölenine bir sigara içimi olsun konuk olun. Kim bilir, eşit ve özgür ilişki hakkında bir kıpırdanma olur aklınızda…’
Sayfa 46 - Kırmızı Kedi, Okyanusu Gösteren SuKitabı okudu
“Bizim geçmediğimiz sokakların hikâyesi yoktur.”
Sayfa 59 - Kırmızı Kedi, Akıl Bütün ÖzgürlüğünüzKitabı okudu
“Ayrılık, zorunlu ya da gönüllü, bir kopuşu, bir acıyı, kimi durumlarda bir vefasızlığı ve ihaneti imlese de, içinde daha geniş bir yaşama potansiyeli taşıyan bir insanlık halidir. Hepimizin belki de acıyla özgürleştiği, geçmişin değerini bulduğu, geleceği büyüttüğü bir beşinci mevsimdir.”
Sayfa 60 - Kırmızı Kedi, AKıl Bütün ÖzgürlüğünüzKitabı okudu
“Elbette gerçektir bizde sürdüğü için, elbette gerçek değildir yaşanan zamanın dışına düştüğü için. Anılar… Günde kim bilir kaç kez gidip gidip geldiğimiz, alın kırışığımızda saklı dünyamız. Bugünümüzü biçimleyen, yaşamın içimizde ve dışımızda süren tortusu. Kaç kişiyle paylaşılırsa paylaşılsın herkese özel olan duygu. Bir daha yinelenemez olan. Yaşarken seçip istemesek de sonradan sahiplendiğimiz, durdukça değerlenen yaşantı parçacıkları. Kimi gün kederle, kimi gün hızla kirpiklerimize takılan geçmiş zaman ölüleri. Bizim ömrümüzü, öznel tarihimizi oluşturan ayrıcalığımız. Akıp giden zamanı bize gösteren, dönüp dönüp kendimizi seyrettiğimiz ayna.”
Sayfa 38 - Kırmızı Kedi, Anılar Gerçek MidirKitabı okudu
“Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi. Seni korumak için karşı durdum tüm bunlara. Dünyayı senden geçirerek sevdim. Geri çekilmem yakışmazdı seni sevmeme.”
Seni Korumak İçinKitabı okudu
216 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.