"Sınırın güneyinde, güneşin batısında" dedi. "Güneşin batısında?" "Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?" "Hayır." "Bunu uzun zaman önce bir yerde okumuştum. Belki de ortaokulda. Hangi kitapta okuduğumu bir türlü hatırlayamıyorum. Neyse, Sibirya'da yaşayan çiftçilerin başına geliyor.
Sayfa 158Kitabı okudu
“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. “Güneşin batısında?” “ Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?” “Hayır.”
Reklam
Sibirya Histerisi / Güneşin Batısında
“Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi."
“Sınırın güneyinde, güneşin batısında” dedi. “Güneşin batısında?” “ Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?” “Hayır.” “Bunu uzun zaman önce bir yerde okumuştum. Belki de ortaokulda. Hangi kitapta okuduğumu bir türlü hatırlayamıyorum. Neyse, Sibirya’da yaşayan çiftçilerin başına geliyor. Söyleyeceklerimi kafanda canlandır şimdi. Sen bir
"Tamam" dedim. "Ve sonra içinde bir şeyler ölüyor." "Nasıl yani?" Başını salladı. "Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya histerisi."
Sayfa 158
Sibirya histerisi
+ ‘’Sibirya histerisi hastalığını duydun mu?’’ - ‘’Hayır.’’ + ‘’…. Sibirya’da yaşayan çiftçilerin başına geliyor. Söyleyeceklerimi kafanda canlandır şimdi. Sen bir çiftçisin, Sibirya tundrasında tek başına yaşıyorsun. Aralıksız her gün tarlalarını sürüyorsun. Görünürde hiçbir şey yok. Kuzeyde ufuk, doğuda ufuk, güneyde, batıda, hepsinde aynı şey. Her sabah güneş doğduğunda tarlaya çalışmaya gidiyorsun. Güneş tepeye çıktığında öğle arası veriyorsun. Güneş battığında eve yatmaya gidiyorsun…bu döngü böyle yıllarca devam ediyor. Sonra içinde birşeyler ölüyor.’’ - ‘’Nasıl yani?’’ Başını salladı. + ‘’Bilmiyorum. Bir şeyler. Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi.’’ Yerde cansız yatan bir Sibirya çiftçisinin bedenini gözümün önüne getirmeye çalıştım. - ‘’Peki ne var orada, güneşin batısında?’’ diye sordum. Yine başını salladı. + ‘’Bilmiyorum. Belki hiçbir şey. Veya bir şeyler. En azından sınırın güneyinden farklı bir şey.’’
Sayfa 157 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.