Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Psikanaliz, psikiyatriye eksik olan temel psikolojiyi vermek istiyor; karşılarına çıkan beden ve ruh bozukluklarını anlaşılır kılan ortak bir zemin bulmayı umuyor."
Sayfa 14 - Cem Yayınevi, 2019Kitabı okudu
• "Sözcükler, duyguları kışkırtmanın ve insanı etkilemenin evrensel aracı." •
Sayfa 10 - Cem Yayınevi, 2019Kitabı okudu
Reklam
Rüyayı görenin, rüyasının ne anlama geldiğini BİLDİĞİNİ söyleyebilirim. O sadece bildiğini bilmez.
Sayfa 136Kitabı okudu
"Kötülüğün kendisi, cehaletin sonucu."
Sayfa 45 - cem yayınevi
"Sahip olduğundan fazla veren sahtekardır."
Sayfa 15 - cem yayınevi
Acı çeken hasta için ölüm aslında bir kurtuluş sayılır.
Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Uyarımlar zihni taciz eder. Rüya, ruhsal yapının uyarımlara tepki verme tarzıdır.
Sayfa 122Kitabı okudu
İstemeden geldiğimiz bu dünya ile olan ilişkimiz, ara vermeden (uyku) ona katlanamadığımız gerçeğini gösteriyor. Bu yüzden zaman zaman bu dünyaya gelmeden önceki, yani rahim içi durumumuza tekrar dalıyoruz. Bu rahim içi durumun aynısını oluşturmaya çalışıyoruz, karanlıkla, sıcaklıkla ve heyecandan uzaklaşmayla. Bazılarımız uyku sırasında ana rahmindeki bir bebeğin pozisyonuna benzer şekilde vücutlarını top yapıyorlar. Yetişkin olarak bireyliğimizin üçte ikisinde dünyaya ait olduğumuzu, üçte birinde ise hala doğmadığımızı bile söyleyebiliriz.
Sayfa 14
Önyargılara karşı bir şey yapılamaz. Bugün savaş halindeki ulusların birbirine karşı geliştirdiği önyargılarda bunu görebilirsiniz. Yapılacak en anlamlı şey oturup beklemek ve bu tür önyargıları zamanın aşındırıcı etkisine bırakmaktır. Bir gün aynı insanlar aynı konularda eskisinden çok farklı düşünmeye başlar; daha önce niye öyle düşünmedikleri ise karanlık bir bilmece olarak kalır.
Nevrotik insan vs Sağlıklı insan
Ama nevrotiklerin rüyaları önemli açılardan normal insanlarınkiyle farklılık göstermez; gerçekten de bu ikisini birbirinden ayırdetmek mümkün olmayabilir. Nevrotiklerin rüyaları konusunda, normal insanların rüyaları için de geçerli olmayan bir açıklama vermek saçma olurdu. Dolayısıyla nevrozla sağlık arasındaki farkın sadece uyanık yaşam için geçerli olduğunu söylememiz gerek; bu fark rüya yaşamına kadar uzanmaz. Nevrotiklerin rüyalarıyla semptomları arasındaki ilişkiler sonucunda nevrotikler bağlamında ortaya çıkan bir dizi hipotezi sağlıklı insanlara da genelleştirmemiz gerekiyor. Sağlıklı insanların da ruhsal yaşamlarında, tek başına hem rüyaların hem de semptomların oluşmasını mümkün kılan şeylere sahip olduğunu inkâr edemeyiz; onların da bastırma uyguladıklarını, bunu sürdürmek için bir miktar enerji harcadıklarını, bilinçdışı sistemlerinin, bastırılan enerji yüklü dürtüleri gizlediğini ve libidolarının bir bölümünün egodan uzaklaştığını [çekildiğini] kabul etmemiz gerek. Dolayısıyla sağlıklı bir insan da özünde nevrotiktir; ama öyle gözüküyor ki oluşturabildiği tek semptom rüyalarıdır. Uyanık yaşamı yakın bir incelemeye tabi tutulduğu zaman bu görünümle çelişen şeyler olduğu, yani, bu görünürde sağlıklı yaşamın, çok sayıda küçük ve pratikte önemsiz semptom içerdiği keşfedilecektir.
Reklam
Peki nevrotiğin libidosu nerededir? Kolayca bulunur: libido, sadece ikâme doyumları mümkün kılan semptomlara bağlıdır. Dolayısıyla semptomları anlamamız ve çözmemiz gerekir, bu da hastanın bizden beklediklerine aynen uyar. Semptomları çözmek için kökenlerine kadar geri gitmemiz, bunlara kaynaklık eden çatışmayı canlandırmamız ve geçmişte hastanın emrinde olmayan güdü güçlerinin de yardımıyla, bu çatışmayı farklı bir çözüme yönlendirmemiz gerekir. Bastırma sürecindeki bu revizyon bastırmaya yol açan süreçlerin bellek izleriyle bağlantılı olarak ancak kısmen yapılabilir. Çalışmanın belirleyici kısmı, hastanın doktorla olan ilişkisinde —”aktarımda”— eski çatışmaların yeni versiyonları yaratılarak gerçekleşir; bu çatışmalarda hasta geçmişteki gibi davranmak isterken, biz [hastadaki] kullanılabilen her türlü ruhsal gücü bir araya toplayarak onu yeni bir karar vermeye zorlarız. Böylece aktarım, bütün çatışan güçlerin mücadeleye giriştiği bir savaş alanına dönüşür
Hipnotik telkin vs Analitik telkin
Psikanalizden edindiğimiz bilgilerin ışığı altında hipnotik ve psikanalitik telkin arasındaki farkı şöyle tanımlayabiliriz. Hipnotik terapi ruhsal yaşamdaki bir şeylerin üzerini örtüp gizlemeye çalışır; analitik tedavi ise bunları açığa çıkarmaya ve bunlardan kurtulmaya. İlki kozmetik işi görürken, diğeri ameliyat bıçağı gibi çalışır. İlki semptomları yasaklamak için telkinden yararlanır; bastırmaları pekiştirir, bunun da ötesinde semptomların oluşumuna yol açan bütün süreçleri olduğu gibi bırakır. Analitik tedavi ise semptomları yaratan çatışmaların bulunduğu köklere doğru ilerleyerek etkili olur ve bu çatışmaların sonucunu değiştirmek için telkin kullanır. Hipnotik tedavi hastayı eylemsiz, olduğu gibi [değişmeden] ve bu nedenle yeni hasta olma koşullarına dirençsiz bırakır. Analitik tedavinin temel işlevi direnmelerin üstesinden gelmektir; hastanın bunu başarması gerekir; doktor da eğitici bir anlamda telkinden yararlanarak ona yardım eder. Dolayısıyla psikanalitik tedavi haklı olarak bir tür sonradan [yeniden] eğitim olarak tanımlanabilir
Narsistler
Gözlemler, narsistik nevrozu olan insanların aktarım yetisine [kapasitesine] sahip olmadığını ya da ancak yetersiz kalıntılarına sahip olduğunu gösterir. Doktoru reddederler, ama düşmanlıkla değil ilgisizlikle. Bu nedenle ondan etkilenmezler; söyledikleri onlara ulaşmaz, herhangi bir etki yaratmaz; dolayısıyla diğer insanlarda gerçekleştirdiğimiz iyileşme mekanizması —patojenik çatışmanın yeniden canlandırılması ve bastırmadan kaynaklanan direncin kırılması— onlarda işlemez. Oldukları gibi kalırlar. Birçok durumda kendileri de zaten kendi başlarına iyileşme girişimlerinde bulunmuş, ancak patolojik sonuçlar almışlardır. Bunu biz de değiştiremeyiz. Klinik gözlemlerimize dayanarak, bu hastaların nesne yüklerinin bırakılmış ve nesne libidolarının ego libidosuna dönüş müş olması gerektiği sonucuna vardık. Bu tipik özellik temelinde onları ilk nevrotikler grubundan (histeri, kaygı histerisi ve saplantı nevrozu) ayırdettik. Tedavi çabalarımızdaki tavırları bu kuşkuyu doğrulamış bulunuyor. Hiçbir aktarım dışavurmadıkları için bizim açımızdan ulaşılmazlardır ve bizim tarafımızdan iyileştirilemezler.
Tedavinin bireye kazandırdığı şeyi toplum kaybeder.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.