Merak, huşu, korku, şaşkınlık, Ebedilerin yüz binlercesi taş kesilmişti adeta, Tefrik olunca ilk kadın sureti. Adını Merhamet koydular ve kaçtılar ondan.
Hayat kanının küresi titreyerek çarpıyordu Dallı budaklı kökler salarak: Lif lif, rüzgârlar üzerinde kıvrılıp bükülerek, Kan, süt ve göz yaşlarından mürekkep lifler: Bitimsiz ve bitimsiz sancılarla, Nihayet gözyaşları ve çığlıklar içinde bedenlendi Bir kadının sureti, titriyordu ve benzi atmıştı; Ölümsü çehresi önünde dalgalanıp duruyordu.
Reklam
Sonra döndü baktı ardına, korkulu bir iştahla. Heyhat! Varoluş eliyle henüz tanzim edilmemiş uzay. Ruhuna dehşetler salmıştı o an.
Bütün Ebediyetin binlercesi ve on binlercesi, Hayatın bütün hikmeti ve neşesi: Bir deniz misali sardı onu ve döndü durdu etrafında, Hariç ama onun görmeye yarayan Küçük kürelerinin tedricen açımladıkları. Ve şimdi, onun ebedi hayatı, Bir hülya misali silinip yok oluvermişti.
Savurarak ve şangırdatarak ve iniltilerle Taşıyordu zincirlerini bu Ölümsüz, Oysa ölümsü bir uykuyla bağlanmıştı oracığa.
Öfkeliydi ve ızdıraplardan boğuluyor gibiydi, Derken sağ kolunu kuzeye doğru fırlattı, Sol Kolunu ise güneye, Derin bir acıyla salıyordu onları. Ve Ayağı aşağıdaki Dipsizliğe basmaktaydı, Titreyerek ve ve uluyarak ve dehşetle.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.