Kitapları yak,cümleleri dök,beyitleri ez,kendinden başla. Kendinden daha güzel şiir yok bu cihanda!
“Elimden Aras'ın bana teslim ettiği tişörtü bırakmadan Aras'la paylaştığımız odamıza gittim. Çalışma masasının üzerindeki kitapları elledim. 'Submarine Boats' yazanını açık bırakmıştı. Maket gemilerine dokundum. Defterlerini karıştırdım. Bekledim. Bekledim ki, arkamdan gelsin ve omzuma güçlü bir yumruk atıp, "Hey birader, şiir okumaktan vazgeçip, mekanikle mi ilgileniyorsun?" desin diye...”
Sayfa 278
Bazı meselelerden, kişilerden geçmek güçtür. Varlığı hatırlanmaz da yokluğu... Bilirsiniz. Erlend Loe, "Varlığını pek düşünmüyorsun ama yokluğunda bir şeylerin eksikliğini hissediyorsun." derken bundan bahseder. Hayat sevgili okur. Varlar, yoklar; geçiyor bir şekilde. Güzel bir hafta olması dileğiyle, var olun.
Erlend Loe - 
Mal Sayımı
Yarım kalan hiçbir şeyi sevemedim ben. Yarım kalmış sevdaları, yarıda bırakılmış kitapları, yarısı dinlenmiş şarkıları,yarım içilmiş çayları bile. Ama büyüdükçe hiçbir şeyin tam ve Tamam olamadığını da anladım
Sayfa 8Kitabı okuyor
"Bir şeyi saklamak istiyorsan, onu ortada bırak" der eskiler. Yazdıklarımı okumasın diye, şiirlerimi onun hiçbir zaman okumadığı şiir kitaplarının sayfalarına yazdım ben şairlerden özür dileyip. Bir köşeye kıvrılır benim dizelerim, az kayın öteye diye rica minnet.
Kime yazıyorsun bunları dediğinde, hiçbir cümlede kendine rastlamadığında,
Arkadaşlarımın arasında yazın kütüphaneye en çok giden bendim. Bazen kitabı orada okuyordum, bazen de ödünç alıp eve getiriyordum.Bazı kitapları babaannem de okuyordu. O daha çok gül düren kitapları seviyordu. Ben de çok seviyordum ama şiir okumaya da bayılıyordum. Bazen o şiir lerden bir-iki dörtlüğü ezberliyordum. Akşam yemekte anneme babama okuyordum.
Sayfa 88Kitabı okudu
Yine sırf iş olsun diye birkaç saniye boyunca kaşlarımla dudaklarımı yukarı doğru kaldırıp düşünüyormuş gibi sustuktan sonra, bakışlarımı başkanın hâlâ durulup sakinleşememiş güzelim mavi gözlerine âdeta çivileyerek, öncelikle az önce beni onlarca dikkatli, saygın tanığın önünde zımnen de olsa tehdit ettiği
