Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
sevgilisine yaşam öyküsünü anlatan kadın, hemen her zaman: "Küçüklüğümde..." diyerek söze başlar. Onulmaz bir özlem duyarlar o çağa. Çünkü o çağda, hem bağımsızlığın tadını çıkarmakta, hem de başlarının üstünde, iyiliklerine çalışan baba elinin varlığını hissetmekteydiler; yetişkin insanlarca korunan ve doğrulanan bu küçük kızlar, önlerinde açık bir gelecek bulunan özerk bireylerdi­ ler: şimdiyse, evlilik ya da aşk onlan yeterince koruyamamakta, şimdiki zamanın tutsağı, birer hizmetçi ya da nesne halinde yaşamak­ tadırlar.
Sayfa 50
Bugün kadınların talebi varoluşu yaşama, insanı hayvansallığına tabi kılmak değil, erkekler gibi varolan olarak tanınmaktadır.
Reklam
Sevdiğimiz bir kişi öldüğü zaman, sağ kalmak suçunun kefaretini, yüreğimize işleyen yeğin bir pişmanlıkla öderiz.
Eğer Pradelle, buluşmamızı nasıl umutla, nasıl yürek çarpıntısıyla beklediğimi bilseydi, buluşmamızı ertelemekten vazgeçerdi.
Gerçek yaşamım, içimden eksik olmayan sese gizlice gülümsemekle ve her zaman Pradelle'e sığınma, kurtuluşu onda arama umuduyla geçiyor...
Reklam
Bugünlerde, içimden yükselip taşan büyük sevinç, en kötü, en çirkin şeylere bile aydınlık getiriyor.
Bütün bu kuşkuların ve zorlukların büyük bir anlamsızlık içinde aklımdan çıktığı ve içimde hâlâ soluklanan, bütün sıkıntılarıma rağmen ve bütün sıkıntılarımın ötesinde tüm benliğimi kaplayan mutlak ve değişmez sevinci solukladığım anlar oluyor yine de. Sonra, onun sadece varolmasının bile gözlerimi yaşartacak kadar beni duygulandırdığını düşündükçe, onun, bir bakıma benim için ve benimle varolmaya devam ettiğini düşündükçe, mutluluktan yüreğim sızlıyor; mutluluğumun bu taşınmaz ağırlığı altında yüreğim duracak gibi oluyor.
Helal kız sana :D
...Lucien'in kardeşi Jacques'ı görür görmez vurulmuş ve hemen annesiyle babasına, ille de koca olarak bu adamı isterim diye diretmiş.
Reklam
Fransa'da bir ses yükseldi ... Varoluşçu felsefeyi benimseyen yazar Simone de Beauvoir kadın varoluşuna kendi yorumunu getiriyordu, Le De u xieme SexeC3l adlı büyük ve kapsamlı incelemesinde: Tarihte ve bugün egemen olan hep erkektir; erkek hayatı kendi var­ lığına göre biçimlendirmiş, bazen tanrıça, bazen fahişe, bazen ana, bazen odalık olarak gördüğü kadını kah yü­ celtmiş, kah aşağılamış, ama onu birebir ilişki kurabile­ ceği bir varlık olarak asla kabul etmemiş, onu "öteki" diye damgalamıştır. Erkekle kadın arasında bir eşitlik ortamı , böylece hiç var olmamıştır. Beauvoir, çare olarak kadının kişiliğini geliştirmesini önerir; kadın eziklikten ancak böyle kurtulacaktır.
Sayfa 225 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Sartre, akkor haline gelmiş tüm yakıcı özlemlerimin kaynağı olan düşsel kahramanımın bir eşiydi. Onunla her zaman her şeyi paylaşabilecektim.
Bana sorarsanız, onun yanında olmadığım zamanı, boşa geçmiş saymaya başlıyordum.
O güne dek hiç bu denli içtenlikle açılmamıştık birbirimize.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.