Kızımla şirinleri izlemeyi çok seviyorum, sosyolik olarak bu çizgi filme karşı bazı tespitlerim var .“Uzun uzun yıllar önce ormanın derinliklerinde” diye başlayan bu sevimli toplumun hikâyesi aslından erdemden var oluşa, dayanışmadan bireyselliğe, özgürlükten kötülüğe çeşitli bilgi alanları, olgular, durumlar ve kavramlara ilişkindir.İmece, şirin hayatını düzenler. herkes işini sevmekte, başkasına daha çok yardım etme ve eğlenmeye zaman yaratmak için düzenli biçimde çalışmaktadır. Şirinler’de değişim aracı olarak paradan söz edilemez, şirin çileği vardır.Şirin baba, gelenekten güncel sorunlara çözümler bulmak için yararlanır. gelenek, toplum hayatı üzerinde otorite oluşturacak kadar güçlü kılınmamıştır.Şirinler’de din yoktur. Doğa ana ve zaman baba, kendi merhametleri doğrultusunda adını aldıkları şeyleri düzenlerler. Thomas more’un Ütopia, Yevgeni Zamyatin’in Biz, Campanella’nın Güneş Ülkesi, adam şenel’in ozmos kronos ve parmenides’in altınçağ’ıyla hemen hemen bütün düşülkelerin en küçüğü ve belki de en şirinidir şirinler! Küçük ya da büyük çocuklukların düşülkesi…