"Gidecek misin?" "Nereye?" "Saklıkuyu denen yere." "Bilmiyorum, henüz düşünmedim." "Hiçbir şeyi bilmiyorsun değil mi Orhan? İnsan bilmeyince daha mutlu oluyor belki de. Düşünüp keyfini kaçırmaktansa bilmemek daha iyi.
Fakülte işlerini ne yapacaksın Orhan? Bilmiyorum anne. Hayatını bir düzene sokacak mısın Orhan? Bilmiyorum anne. Beklediğin bir şey mi var Orhan? Bilmiyorum. Saklıkuyu neresi Orhan? Bilmiyorum. Rahmetli baban olsaydı o bilirdi. Senin için de, benim için de, abin için de çırpınır, gerekirse bir şeyleri feda eder ve bilmesi gerekeni muhakkak bilirdi. Ama o gidince, biz bilmediğimizle kaldık, anlatacak kimse de yok. Adamcağızın yükü ağır geldi tabii, taşıyamadı, gitti."
Reklam
312 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Aşıktım ve dünyanın geri kalanının gözümde zerrece değeri yoktu.” Tarık Tufan ne yazsa alırım, hepsini severek okuyorum; gerçekten kalemini çok beğeniyorum. Kitabı okurken ana karakter Orhan yüzünden duygu durumum sıkça değişti. Bazen sinirle yakasını ellerimin arasına alıp “Kendine gel Orhan!” demek isterken, bazen “Ah be Orhan yaktın kendini güzelim” diye merhamet doldum. Bir üniversite öğretim görevlisi iken, Firdevs’le tanışan ve ona karşı duyduğu mantıksız aşkı yüzünden hayatının savruluşunu izliyoruz. Zaten hangi aşkta mantık aranır ki? Yazarımız bu kısımlarda karşıklıksız aşkın doğurduğu hisleri gerçekten çok güzel anlatmış, yeri geliyor Firdevs’i ben beğeniyor oluyorum :) Orhan Firdevs’ten aşkın ve vedanın ne demek olduğunu öğrenince kendini Saklıkuyu denilen bir mevkiide inzivaya çekilmiş bulur ve orada karşılaştığı üç kişi ona ‘biliyorum’ dediği her şeyi tekrar sorgulatır. Saklıkuyuda da yarım kalan aşk hikayeleri vardır ancak orada bir de Ahmet Hilmi Bey vardır ve kendine dair bütün sorgulamaları tekrar yaptırır Orhan’a. Hepimizin hayatta bir Ahmet Hilmi Beyi olsun, bu karakteri çok sevdim. Saklıkuyunun ismini, sakinliğini, hayatın devam ettiğini gösteren Defne’yi, hüzünlü gözleriyle Belma’yı çok sevdim. “Orhan sen buradan temizlenip çıkarsın canım kardeşim” diye sadece ben düşünmüş olamam:) Kitabın sonu sizi şaşırtarak bitse de aklınızda devamı yazılıyor; şahsen ben dün gece rüyamda alternatif bir devam sahnesi yazmış bulundum
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,812 okunma
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir haftadır elimde olan romanın bitmesini hiç istemedim. Sayesinde hem tatil yapıp hem de edebi bir ziyafet çektim. Çok güzeldi. Romanın kahramanı akademisyen Orhan'ın yaşadığı travmatik olaylar sonrası kafa dinlemek için Saklıkuyu dediği bir yere gitmesiyle başlar her şey. Yazar yol boyunca ve orada kaldığı süre içinde Orhan'ın neler
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,812 okunma
Beni nasıl gördüğünü merak ediyordum, birkaç defa dilimin ucuna kadar geldiği halde sormaktan vazgeçmiştim, duraksamamın nedeni çekingenlik yahut adamın vereceği ters bir tepki değildi, söyleyeceklerine hazır olmamaktan korkuyordum. "Misal" dedi, "senin de içindeki karmaşanın üzerini örtmek için konuşmaya ihtiyacın var. Buraya kadar susmaya gücün yetti, yol uzayınca senin de takatin tükendi. Tek başına taşıyamayacağın kadar ağır bir yükün var demek ki." "Çok belli ediyorum herhalde." "Bir de bu mevsimde dışarıdan Saklıkuyu'ya gelenlerin genellikle ruhunda inceden de olsa bir yara vardır. İnsanın kalkıp da kendini Saklıkuyu'ya atması boşa değil." Kendini Saklıkuyu'ya atmak diye çınladı kulağımda, sohbeti sürdürecek güç bulamadım. Yeniden sustuk.
"Göründüğü gibi değildir." Elimde olsa adama bağırıp beni geri götürmesini isteyecektim. Daha Saklıkuyu'ya adımımı atar atmaz kararımı vermiştim, burada olabildiğince az kalıp evime dönecektim. Çünkü eve dönmenin kendi irademe bağlı olduğunu sanıyordum. Meğer ne büyük yanılgıymış!
Reklam
96 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.