Son görüşün olsun ey dolunay
Çektiğim acıyı benim,
Ben, kimi gece yarısına değin oturur
Beklerdim doğuşunu bu masa başında senin;
Sonra kitapların, kağıtların üzerinde
Görünürdün bana, sen üzgün gönüldaşım!
Ona göre insanların tüm kötülüklerinin iki kaynağı vardı: Biri tembellik, öbürü batıl inançlar! İnsanların başlıca iki fazileti de çalışkanlık ve akıldı.
Eserde, baş karakterimiz bekarken evli bir kadınla yaşadığı kendisine göre de kaçamak sayılabilecek ve istediği anda bu kaçamaktan kolayca vazgeçebileceğini düşündüğü, aslında hiç de öyle kolay bir vazgeçişle kurtulabileceği ilişki yaşamadığını anlatıyor. Gerek içsel çatışmalarıyla gerek güvendiği birine kendi durumunu anlatırken ki halinden okuyucu olarak bizde hayatına nasıl devam edeceği konusunda meraklanıyoruz, üstelik artık bekar değil evlidir. Eser iki şekilde sona eriyor. İki şeklin ortak noktası, ölüm. İlk şeklinden çok ikincisi beni daha çok etkiledi. Evli bir erkek bekarken birlikte olduğu kadının eğer var olmasından rahatsızlık duyuyor ve birlikte olursa tüm saygınlığını kaybedecekse kadını yok etmesi, onu öldürmesi hayatının çözümü olarak görebiliyor. Çözüm mü yoksa yine bir şekilde şeytanca kaçış mı kendinden diye düşünmeden edemiyorum. En azından eserin sonunda eşi ile çocugunun ölümü veya öldürülmesi gerçekleşmiyor böylece bir erkeğin iç karmaşasına yeni bir kadın kurban verilmiyor. Ölümle biten üçüncü bir son fazla olabilirdi. Bize sunulmuş ölüm içerikli iki sona rağmen hayatının geri kalanında belirsizlikler olsada çocuğu ile hayatta kalan bir kadının olması beni teselli etti.
ŞeytanLev Tolstoy · Karbon Kitaplar · 20204,396 okunma