Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Buna batılılar "otokontrol" diyorlar. Ama bana sorarsanız bu iç alemimizdeki rejimin kemale erişmesini dinimiz sistemleştirmiştir. Dinimiz içimizdeki her türlü fenalıkları emreden merkeze, otoriteye nefsi emmare demiştir. Nefsi emmarenin diktasını, cuntasını iktidardan indirmek için onun karşısına nefsi levvamenin kurulmasını emretmiştir. Nefsi levvame kendi kendini levmeden, tenkit eden, beğenmeyen, beğenilecek huyları beğenilmeyecek huylardan ayıklayan, iyi huyları iç iktidarda tutan, kötü huyları iç iktidardan düşüren nefis demektir. Bu terimler bizzat Kur'an-ı Kerimin terimleridir.
(Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in de adının geçtiği meşhur Malatya suikasti davasının sürecinden bahsediliyor.) Gizli İrtica Partisi'nin Anayasası Tahkikat Ankara Savcılığı'nda ve Sorgu Hakimliği'nde cereyan ederken, bir gün bir haber yayınlandı. Büyük manşetler atıldı. "İrtica Partisinîn Anayasası ele geçirildi." İşin bu safhasında tutuklu olan Osman Yüksel'in vekâletini almıştım. Ustaoğlu davasında size tanıttığım M. Emin Akyüz, arkadaşım da diğer Malatya sanıklarının vekâletlerini almıştı. Ben ilk tahkikatın gizli olmasına rağmen dayanamadım, Sorgu Hakimi Memduh Balamir'e, "Hakim Bey şu Anayasayı merak ediyorum sadece onu bana gösterir misiniz?" dedim. "Hayhay tabii" dedi. Dosyada zaten o belgeye toplu iğne ile kulak takmış, açtı okudum. Hepimiz ilk okulda okuduk, bize iyi yazı öğrenelim diye çift çizgili defterler aldırırlardı, hatta çift çizgilerin ortasında bir tek çizgi de olurdu. Anayasa işte böyle bir defter yaprağına yazılmış. Defter yaprağı yerinden yırtılırken, iyi yırtılmamış eğri gitmiş bir tarafı. Bir sayfadan ibaret. Ve sayfanın üstünde şu satırlar yazılı: -Bizler artık kumar oynamayacağız, -Kahveye gitmeyeceğiz, -Ana ve babalarımızın emirlerine uyacağız, -İslâmiyet'in de emirlerine riayet edeceğiz. Altında imzalar. İmzaları atanlar kim? Elazığlı 12, 14, 16 yaşların daki daha rüşte varmamış çocuklar... "Aman Hakim Bey bu nasıl Anayasa olur." "Tabii ki olur." dedi. İktidarıyla, muhalefetiyle, bir kısım basınıyla olur denilirse tabii ki olur. Akan sular durur.
Reklam
Hak davaya bağlanmakta, davasına samimiyetle inanan bir kimse için, dava arkadaşlığı akrabalık bağlarından daha kıymetlidir.
Bir hak davaya gönül vermiş insanlar aksiyon halindedir. Davanın gücü kuvveti ona inananların imkanlarıyla orantılıdır. Sadece liderle değil.
Bu itibarla bizim buluşmamız aynı istikamette akan iki ırmağın bir yerde birleşmesi gibi bir şeydi.
Demokrasi Her Derde Deva Değildir Kirazlıdere misafirhanesinde birlikte ikamet ederken, Şener Battal Bey, uyku mahmurluğu ile yatağından doğruldu. Arkadaşlar ben acaba uyudum mu, uyumadım mı, yani abdestim var mı yok mu, tereddüt içindeyim diye bize sual açtı. Ben de arkadaşlar demokraside her me seleye çözüm yolu vardır diyerek, oylamaya
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Ehliyetli kimselerin dışlandığı veya kendilerini dışladığı bir siyasi ortamda, tesadüfen dahi olsa işler iyiye gitmez. Milletlerin gerek manevi ve gerek maddi bakımlardan saadet ve selamet içerisinde yaşayabilmesi ancak o cemiyetlerde ahlak ve faziletin hakim olmasına bağlıdır. Bu da ancak, ahlak ve fazileti fiilen yaşayan, tatbik eden kimselerin ve kitlelerin cemiyete yön vermesiyle gerçekleşebilir. Bunun için de bu gerçeklere inananların devamlı mücadele vermeleri şarttır.
Parti programının 5. Sahifesinde partinin ana gayesi şöyle ifade ediliyordu: 1- Partimiz, milletimizin fıtratında mevcut olan yüksek ahlak ve faziletin, kuvveden fiile çıkarılmasını, inkişafını ve cemiyetimize nizam, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet getirmesini gaye edinmiştir. 2- Partimiz, milletimizin manevi kalkınma yanında, müsbet ilimlerde ve teknikte taklitçilikten kurtulmuş, yapıcı, keşif ve icad edici gerçek bir inkişafa ve her sahada büyük şahsiyete erişmesini gaye edinmiştir. 3- Partimiz, milletimizin geçirdiği büyük tarihi tecrübeler, kazandığı olgunluk sayesinde, milli ve manevi değerlerimize halel getirmeden, demokratik hukuk nizamı içerisinde, manevi ve maddi kalkınma hareketlerinin, basiretli ve isabetli bir sentezini yapacağını ve bu suretle beşeriyete ışık tutacak, refah ve saadet getirecek, yeniden dünyaya örnek üstün bir medeniyet kuracağını kabul eder ve bu büyük gayeye erişmek için vatandaşlarımızı hizmete çağırır.. Görüldüğü gibi bu maddelerde, cihanşümul bir medeniyet kurma hedefi gösterilmiştir. Bu hedef bilhassa, sosyalizmin ve kapitalizmin iflas ettiği, şu içerisinde yaşadığımız devrede ehemmiyetini bir kat daha artırmış bulunmaktadır. Diğer siyasi partilerin, ille de Batı'lıların peşinden gideceğiz, onlar bataklığa batsalar biz de batacağız, şeklindeki saplantısından insanlarımızı kurtarmak, hem milletimizin hem bütün insanlığın kurtuluşu için örnek bir kalkınma modeli gerçekleştirmek ancak böyle bir hedefe doğru azimle imanla yönelmekle mümkün olabilir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Paşa Dede'nin mütalaası: Bayburtlu 90 yaşına yaklaşmış mühim bir zat. Eski Demokrat Parti'li birçok milletvekilinin bu arada bizim arkadaşımız eski Gümüşhane Milletvekili Ekrem Ocaklı Bey'in tanıdığı ve hürmet ettiği tecrübeli ve alim bir insan. Ankara'da misafir olduğu eve gittik bazı arkadaşlarla. Fikrimizi açıp sualimizi sormadan doğrudan o mevzuya girdi: -Beyler milletimizin istikbalini kurtarmak siyasetle mümkündür. Takva devri geçmiştir, fetva devri geçmiştir, devir siyaset devridir. Şimdi bunları izah edeyim: Takva devri geçmiştir derken, herkesin dinimizin icaplarına uymasına gerek yoktur demek istemedim. Demek istediğim, herkes zühtlü takva sahibi olsa bile sadece bununla millet manen ve maddeten kalkınamaz, kurtarılamaz. Fetva devri geçmiştir, demekten maksadım, fetvalar hükümsüz kalmıştır manasına gelmez, ama gördüğünüz, bildiğiniz gibi, kim kime fetva verecek? Kim riayet edecek? Devir siyaset devridir diyorum. İşlerimiz ancak sizin gibi dürüst, temiz, idealist gençlerin siyasete atılmasıyla, idareye yön vermesiyle düzelebilir. İyi insanlar siyasetle uğraşmaz sözü, mukallit sözüdür. Hükmü yoktur, iyi insanlar bu işlerden uzak kalırsa, işler ehil olmayanlara bile bile terkedilmiş olur. Bu ise hatadır. Ah keşke ben de sizler gibi genç olsam da, sakalımı keserek aranıza katılsam, bu yolda yapılacak hizmetlerin sevabından ben de payıma düşen hissemi alabilseydim. Allah'ın sevgili kullarını bizim gibi kimseler arasında değil, bundan böyle genç arkadaşlarınız arasında arayınız.
Sayfa 174Kitabı okudu
(Milli Nizam Partisi kurulurken bazı âlimlerin rey, görüş ve kanaatleri.) M. Zâhid Efendi'nin görüşleri: Kendisini, Fatih'teki evinde ziyaret etmiştik. Çevresinde münevver mevki ve isim sahibi profesörlerden, genel müdürlerden tutunuz da cemiyetin bütün kesimlerinden olgun bir topluluğun hürmet ve sevgisine mazhar olmuş bir kimse idi. Temel ahlâk nizamına dayalı, milli görüşümüz istikametinde aksiyona geçmek üzere bir siyasi parti kurmak fikrinde olduğumuzu anlattık ve tavsiyelerini rica ettik. Cevap olarak önce uzun tarihi malumat verdi. Ve netice olarak: -Sultan Abdülhamid Han'ın tahtan indirilmesinden sonra ülkenin yönetimi batı taklitçiliği yapan masonların eline geçmiştir. Bunlar bir azıntıktır. Milletimizi temsil edemezler, yönetimin milletimizin gerçek temsilcilerine geçmesi için kanunların müsaadesi içerisinde siyasi parti kurarak çalışmanız kaçınılmaz bir tarihi vazifedir. Bu teşebbüse katılın ve eğer arkadaşlarınız istiyorlarsa bu işin başına geçin. Çalışmaya başlayın. Şimdiye kadar geç bile kalınmıştır."
Sayfa 173Kitabı okudu
76 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.